Devlet Denizyolları ve Limanları Genel Müdürlüğü II. Dünya Savaşı’nın bitmesi ile hızla artan yolcu talebini karşılamak üzere dışarıdan öncelikle hazır. Gemi alımına gitmiştir 1948 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nden 10 adet kuru yük gemisi ile iki tanker ve yedi adet de yolcu gemisi satın alınmıştır. Alınan yedi adet yolcu gemisi; S/S Adana 1932, Ankara 1927, İstanbul 1932, Tarsus 1931, Giresun 1937, Ordu 1937, Trabzon 1938 tarihinde inşa edilmiş savaş yorgunu gemilerdi. Alınan bu gemiler kısa vadede artan yolcu talebini karşıladılar. Uzun vadede ise günün şartlarına uygun daha modern ve hızlı gemi alımı için çalışmalara başlanmıştı Türkiye Cumhuriyeti Devleti bedelleri kendi bütçesinden karşılanmak üzere İtalya’da Napoli’de bulunan Cant. Nav. Navalemeccanica Tersanesi’ne S/S Uludağ ve S/S Bandırma gemileri ile yine İtalya’da Cenova’da bulunan Ansaldo Cantiari Nevali Tersanesi’ne de S/S İskenderun ve S/S Samsun adı verilen gemileri sipariş etmiştir. 1955 yılında ise Almanya’da Bremen, A.G. Weser tersanesinde M/V Akdeniz, M/V Karadeniz M/V İzmir, M/V Ege ve M/V Marmara gemilerini inşa ettirmiştir.
II Dünya savaşının bitmesi ile seyahat eden yolcu sayısı hızla artmaya başlamıştır bu dönemde Denizyolları gemilerine sade vatandaşların yanı sıra birçok kral ve kraliçeler binerek seyahat etmişlerdir. İstanbul – Kıbrıs – Beyrut – İskenderiye – İstanbul ring seferini yapan S/S Aksu. Gemisi İskenderiye’ye limanından zamanın Mısır Kralı Naibi Abdül Münib ve eşi Neslişah Sultan (Neslişah Sultan son Padişah Vahdettin ile son Halife Abdülmecit Efendinin torunudur.) alarak İstanbul’a getirmiştir. 1946 yılında Bulgaristan’da yapılan halk oylaması sonunda krallığın kaldırılmasından sonra Kral ve ailesi, Sofya’dan İstanbul’a trenle gelmişlerdi. Buradan İskenderiye’ye gitmek için . S/S Aksu. Gemisine binmişlerdir. 1945’lerde Güney Akdeniz hattı açılmıştı. Bu hatta Beyrut – Kıbrıs – İskenderiye – Napoli – Marsilya ve Cenova limanları bulunuyordu. Akdeniz’de İtalyan’larla rekabete başlamıştı. Artık prensler, prensesler bizim gemilerimizi tercih ediyordu. S/S Adana gemisinin bir Marsilya –İskenderiye seferinde Mısırlı prenseslerden Mahveş, gemideki bütün lüks kamaraları kapatmış aynı gemide yolculuk yapan Mısır Kralı Faruk’un kız kardeşi Prenses Faize ile eşine gemide zorla bir yer buluna bilinmişti. yine bir seferde Kuveyt Emirinin bir Marsilye – İskenderiye seferinde S/S Adana ile seyahat eder Denizyolları gemileri ile seyehat eden Sir Williams ile Lady Houston, Beyrut’tan Marsilya’ya yaptıkları seyahatte gemiyi o kadar mükemmel bulmuşlardı ki; ‘Bu gemiyi hakikaten Türkler mi idare ediyor, siz hakikaten Türk müsünüz?’ diye hayretle sormuştur. Bir seferinde Arnavutluk Kraliçesi Geraldinn Beyrut gitmek için Denizyolları gemisini seçer Kraliçe Geraldinn dönüşte de yine Denizyolları gemisini seçer Napoli Limanında iner Gemilerimizi seçen ünlüler arasında Mısır Baş Nazırı Nuhas Paşa, Lübnan Cumhurbaşkanı ve ailesi ile sonra Ürdün Kralı Hüseyin ile evlenecek olan Dina vardı.
Adı S/S Samsun gemisi ile i özdeşleşen Kaptan Adnan Ülgezen bir anısında “ 1955 yılında. Kuveyt Emiri, İngiltere dönüşünde Marsilya Limanında gemimize binmişti. İskenderiye yakınlarına gelince bir fırtınaya yakalandık. Büyük zorluklarla mendirekten içeri girdik. Yolcu ve yükümüzü boşaltarak Beyrut’a hareket ettik. Fırtına aynı şiddetle devam etti ve hiç rötar yapmadan Beyrut’a vasıl olduk. Akşam yemeğinde, Emir beni Kuveyt’e davet etti ve kendisi için yaptırmış olduğu Cadillac arabasını bana hediye etti. Fakat lüks arabaların yurda getirilmesi o zamanlar yasaktı. Fakat gümrüğünü ödemek kaydıyla özel izin çıkarıldı. İstanbul’a geldiğimizde ertesi günkü gazetelerde; ‘Kuveyt Emiri, Samsun vapuru süvarisine şahane hediye verdi’ şeklinde yazılar ve arabanın fotoğrafları çıktı. 1955 yılında Lübnan hükümeti beni Altın Şeref Madalyası ile taltif etti. Bu yılın içinde gemimizde Irak Veziri Sait Paşa, Lübnan Cumhurbaşkanının ailesi, General Ali Fuat Cebesoy, Prenses Jilella, Prenses Makbule, Suudi Arabistan Veziri Abdül Aziz, Arnavutluk Kralı Zogo’nun kızkardeşleri, Prenses Nefise, Prenses Bedia, Prenses Celile, Ali Yahya Paşa ve eşi Itır Hanım, Nasır’ın ailesi de seyahat etmiştir.
Gemilerimiz Akdeniz’i adeta Türk gölüne çevirmişti. Uğradığı her limanda yolcular İtalyan, Fransız ve Yunan gemileri yerine Türk gemilerini binmek arzularını dile getirmişlerdir, Personelimizin çalışkanlığı, temizliği, bilgisi ve disiplini yemeklerin nefaseti ve yemeklerin kamarotlarca servisleri edilişi (Kamarotlar öğle yemeği servisinde beyaz ceket, eldiven, siyah pantolon; akşam yemeği servisinde ise, frak giyiyorlardı.) öylesine beğeniliyordu ki; acentelerimize ve Genel Müdürlüğümüze teşekkür ve övgü mektupları göndermişlerdir..
Denizyolları İşletmesi 1960 yıllara gelindiği zaman Dış hatlarda M/V Akdeniz, M/V Karadeniz S/S Samsun ve S/S İskenderun gemileri ile Güney ve Kuzey Akdeniz hattında S/S İstanbul ,S/S Adana bunların tamirde oldukları zamanda Ankara gemisi ile İstanbul –Hayfa – Marsilya hattında ve M/V İzmir,M/V Ege ve M/V Marmara gemileri ile’de Adriyatik hattında seferler yapıyorlardı. Bu hatlarda kışı sezonunda 15 günde bir yaz sezonunda her hafta sefer yapıyorlardı. Zaman içerisinde İtalya, Fransa ve Yunanistan gemilerini yenilemiş yolcuları kendi gemilerine çekmeyi başarmışlardır. Akdeniz’de korkunç bir rekabet yaşanıyordu ve Denizyolları yolcu kaybediyordu Personelinin disiplini yemeklerinin nefaseti kamarotların servisleri aynı idi yalnız gemilerde yeterli derecede lisan bilen personel bulunmadığı için yolcu ile yaşanan sorunların halledilememesi olumsuz etki yapıyordu.
1961 yılının da Denizyolları İşletmesi Genel Müdürlüğe yazdığı bir yazı da; Dış hatlarda sefer yapan gemilerde görevlendirilmek üzere gemiye binen yolcuları karşılamak, yemek servisi sırasında kamarot ile yolcu arasında iletişimi sağlamak amacıyla lisan bilen kültürlü 10 adet hostes alımı talebinde bulunulmuş bu talep yönetim kurulunun 03.03.1961 tarih ve 1044 sayılı toplantısında alınan karar ile İngilizce ve Fransızca bilen 10 adet hostesin alınması uygun görülmüştür. Bu hosteslerin dış hatlarda sefer yapan gemilerde göreve başlaması olumlu karşılanmıştır.. Denizyollarının bu girişimi gemilerde kendi lisanını konuşan kişileri bulmak sorunlarının kolayca çözülmesi denizyolları gemilerine binen yolcu sayısının artmasını sağlamıştır.