Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nin mevcut araştırmalara göre S/S Bandırma ile başlar. Bundan önce seyahatlerini hangi gemi ile yaptığına dair bir bilgi bulunmamaktadır. Herkesin çok iyi bildiği gibi, Atatürk Milli Mücadele ateşini tutuşturmak üzere Samsun’a, emektar Bandırma gemisi ile gitmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk 16 Mayıs 1919 günü, Cumhuriyetin ilanından sonra, Genel Müdürlük görevine atanan ve 10,5 yıl ile en uzun süre Genel Müdürlük görevini yapan ve Atatürk’ün yakın silah arkadaşı olan Kurmay Albay Sadullah Güney tarafından hazırlanan küçük bir tekne ile Kızkulesi açıklarında demirlemiş olarak kendilerini bekleyen Bandırma gemisine binmiştir. Bandırma Geminin Süvarisi 48 yaşındaki İsmail Hakkı Durusu’dur. İsmail Hakkı Durusu Kaptan Hacı Ahmet Efendi’nin oğludur. (1287)1871 tarihinde Kayseri’de dünyaya gelmiştir. Leyl-i Ticaret Bahriye Mektebini 01.03.1307 (1891) tarihinde bitirerek 24.03.1308 (1892) tarihinde 250 kuruş maaş ile Kayseri Vapuru mülazım(Stajyer) kaptanlığına tayin edilmiştir. çeşitli gemilerde 3ve Sırası ile üçüncü ve 2.Kaptanlıklarında bulunduktan sonra 01.04.1331 (1915) tarihinde DOĞAN vapuru süvariliğine tayin edilmiştir. ve yine çeşitli gemilerde süvari görevinde bulunduktan sonra 01 Mayıs 1335 (1919) tarihinde BANDIRMA’NIN süvariliğine tayin edilmiştir. 10.08.1338 (1922) yılında emekliliğini talep ederek Kasımpaşa’daki evinde mutlu ve huzurlu geçen bir emeklilikten sonra . 22 Aralık 1940 yılında vefat etmiştir. Yıllar sonra Atatürk, 1 Temmuz 1927 günü Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Ertuğrul yatıyla ilk kez İstanbul’a geldiği sırada Bandırma gemisini hatırlayıp geminin nerede olduğunu merak ederek, yanındakilere sormaktan kendini alamamıştı. Sorduğu kişiler, “Tersanede, tamirde, Paşam!” yanıtını vermişlerdi. Hâlbuki Bandırma, 1924 yılında hizmet dışı bırakılmış, sonra da sökülmek üzere satılmıştır. S/S Bandırma’dan günümüze kalan tek obje olan dümeni Türkiye Denizcilik İşletmeleri Tarih ve Sanat Merkezi’mizde teşhir edilmektedir.
Genç Türkiye Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk Cumhurbaşkanı olarak bindiği ilk gemi Marmara Vapurudur 2 Eylül 1340 (1924) tarihinde Atatürk Marmara gemisini ziyaret eder. Gemi defterine şunları yazar. “Marmara vapurunda geçirdiğim birkaç dakikanın hatırası”
21 Eylül 1925 Atatürk, Ankara’dan trenle İzmit’e gelmiş. Söğütlü Yatı ile Yavuz zırhlısına oradan da Raşit Paşa vapuruna geçerek geceyi limanda vapurda geçirmiştir. 22 Eylül 1925 Raşit Paşa vapuru ile İzmit’ten Mudanya’ya gelmişlerdir. Mudanya’da Ertuğrul yatına geçerek sahile çıkmışlardır Reşitpaşa Vapurunda gördüğü hizmetten memnun kalan Atatürk seyahat sonrası gemi defterine şunları yazar “Reşitpaşa vapurunda geçirdiğimiz saatler kıymetli hatıratım meyanında bulunacaktır. Gördüğüm intizam ve mükemmeliyet Seyr-i Sefain idaremizin muktedir ellerde bulunduğuna şübhe bırakmamaktadır. Bu yazılarım teşekkürdür.”
05.06.1926 tarihinde Mudanya’da bulunduğu bir sıra da Gülcemal gemisidir gemiye gezer çok beğenir. Duygularını geminin şeref defterine söyle aktarır. “ Gülcemal Vapurunda gördüğüm intizam ve mükemmeliyet şayanı takdir’dir. Müdürü Umumi Beyefendiye, Geminin Süvarisine ve bütün mürettebatına teşekkür ederim. “ Sonra ise kurduğu cumhuriyeti cumhuriyet sonrası oluşan gelişimleri dünyaya tanıtmak amacıyla hazırlanan Karadeniz gemisinin görmek için. 13 Haziran 1926 tarihinde Mudanya’dan Karadeniz vapuruna biner bu seyahati Bandırma’ya kadar sürer yapılan çalışmaları görür emeği geçenlere teşekkür ederek gemiden ayrılır
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’dan Derince’ye trenle gelir. Buradan trenden inerek Ertuğrul Yatı ile İstanbul’a hareket eder tarih 01 Temmuz 1927’dir. İstanbul’da yer yerinden oynar İstanbul İstanbul olalı böyle bir karşılama bir daha yaşamamıştır. O günleri yaşayanlar İstanbul halkı bulduğu deniz vasıtalarına binerek Atasını karşılamaya gitmiştir. Deniz üstündeki deniz vasıtalarının çokluğundan deniz adeta görünmez hale gelmiştir. Gazi Mustafa Kemal Paşa 16 Mayıs 1919 tarihinde sessiz sedasız ayrıldığı İstanbul’a sekiz sene sonra Cumhurbaşkanı olarak geri dönmüştür. Kaderin garip bir cilvesidir ki kendisini 16 Mayıs 1919 tarihinde tek başına uğurlayan Sadullah Güney Karşılama için kurulan heyetin başındadır. Tek başına gönderdiği paşasını bütün İstanbul halkı ile karşılamıştır.
15 Temmuz 1927 tarihinde bindiği Ankara (Çorum) vapuru anı defterine şunları yazar. “ Ankara vapuru ile yaptığım tenezzühten çok memnun kaldım. Bu bir tenezzüh değildir. bize aynı zamanda vazife ifa ettiren bir seyahattir.
Atatürk 14 Eylül 1928 Sakarya motoru ile Dolmabahçe’den ayrılarak İzmir Vapuruna geçmiş İstanbul’dan Karadeniz’e hareket etmiştir.15 Eylül 1928’te Sinop’a 16 Eylül 1928’de Samsun’a gelmiştir. 19 Mayıs 1928 tarihinde gemi defterine şunları yazar. “ İzmir vapuru ile Bahr-i Siyah (Karadeniz) seyahatinde vapurun mükemmeliyeti ve kumanda heyeti ile efradının vazife hususunda gösterdikleri liyakatten dolayı kumanda heyeti ve seyr-i Sefain müdüriyetine teşekkür ve tahsin eylerim “
16 Eylül 1928 tarihinde yaptığı İstanbul Samsun seferi sonucunda gemi defterine şunları yazar “ Seyr-i Sefain idaresinin, intizam ve mükemmeliyetini, her fırsatta, her yerde gördüm. Bu defa bana İstanbul’dan Samsun’a pek güzel ve rahat bir seyehat temin eden İzmir Vapuruda bunun takdire şayan bir nümünesidir.” 19 Eylül 1928 tarihinde yazdığı bu yazının Latin harfleri ile yazılmıştır. Yeni Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkında Kanun 1 Kasım 1928 tarihinde yürürlüğe girdiği düşünülürse belki de bu yazı Atatürk’ün yazdığı Latin harfleri ile yazılan ilk Türkçe yazılardan biridir.
26
Kasım 1930 tarihinde Ege Vapuru ile Samsun’dan Trabzon’a 28 Kasım 1930
tarihinde Trabzon’a 29 Kasım 1930 öğleden sonra Trabzon’dan ayrılarak. 1 Aralık
1930 Trabzon’dan İstanbul’a dönmüştür 3 Ocak 1931 tarihinde Atatürk Ege
Vapuruyla İstanbul’dan Mudanya’ya hareket etmiş. Geceyi gemide geçirmiştir. 5
Ocak 1931 gece saat 23.00’de Mudanya’dan Derince’ye gelmiş. Buradan trenle
Ankara’ya hareket etmiştir. 8 Şubat 1931 16.25’te Ege Vapuruyla İzmir’den
Antalya’ya hareket eden
Atatürk 10 Şubat 1931 A
İzmir’den Antalya’ya gelmiş, saat 18.00’de yine Ege Vapuruyla Taşucu’na hareket
etmiştir. 11 Şubat 1931 Atatürk Antalya’dan Taşucu’na gelmiş burada Karaya çıkarak
otomobille Silifke’ye gitmiş. Tekrar Taşucu’na dönerek saat 21.00 de Ege
Mersin’e hareket eden Atatürk 12 Şubat 1931 Mersin’e gitmiştir. Bu gezi sonrası
Gazi Mustafa Kemal Atatürk geminin anı defterine şunları yazmıştır. “ 930 senesinin nihayetlerinde Karadeniz
ve 931 senesinin bidayetlerinde Marmara ve Ege denizi ve Akdeniz sahilleri
tetkik seyehatlerimi Ege vapuru ile yaptım vapurun seyrüseferde ve her türlü
hizmetlerde gösterdiği kabiliyetten dolayı Seyrisefain umum müdürü Sadullah
Beyi tebrik ve vapurun süvarisi, zabitan ve bütün efradını takdir ederim.
Atatürk’ün gemi anı defterine yazdığı bu yazıların orijinal sayfaları Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş Tarih ve Sanat merkezinde sergilenmektedir.
17.01.1933 İstanbul’dan Derince’den Mudanya’ya 20.01.1933 tarihinde Mudanya’dan Bandırma’ya 29.01.1933 tarihinde ise Antalya’dan İzmir’e Gülcemal Vapuru ile gitmiştir.
Atatürk
16 Şubat 1935 Ege vapuru ile İstanbul’dan Ege’ye doğru yolculuğa çıkmıştır. 17
Şubat 1935 saat 16.30’da Ege vapurundan Zafer destroyerine geçerek ve Alanya
yönünde hareket etmiştir. 18 Şubat 1935 günü Atatürk’ün, Zafer destroyeri ile
sabah saat 8.00’de Alanya’ya gelmiş burada, karaya çıkıp kısa bir dinlenmeden
sonra destroyere dönerek Antalya’ya hareketi etmiştir. Atatürk’ün, Zafer destroyeri ile saat 13.30’da
Antalya’ya gelmiştir. 19 Şubat 1935 günü
Antalya’da saat 22.30’da Ege vapuruyla Taşucu’na hareketle 20 Şubat 1935
Taşucu’na gitmiştir. Buradan Silifke’ye giderek ve tekrar Taşucu’na dönmüştür.
21 Şubat 1935 Atatürk’ün, Ege vapuruyla Taşucu’ndan Mersin’e gelmiş karaya çıkmaksızın
saat 18.00’de Fethiye yönünde hareket etmiştir.22 Şubat 1935
20.35’de Fethiye’ye gelen Atatürk 23 Şubat 1935 buradan hareketle
Atatürk’ün Marmaris’e gitmiştir. 24 Şubat 1935 günü Marmaris’e gelen Atatürk
25 Şubat 1935 tarihinde Marmaris’ten hareketle İstanbul’a gitmiştir.
8 Haziran 1937 Atatürk 17.00 de İzmir vapuru ile İstanbul’dan Trabzon’a hareket etmiştir. Sabiha Gökçen’in kendi kullandığı uçakla Boğaz’da İzmir Vapurunun üstünde akrobasi hareketleri yaparak Atatürk’ü uğurlaması, Atatürk’ün çok mutlu etmiştir. 10 Haziran 1937 günü 15.00 de Trabzon’a gelmiş 12 Haziran 1937 sabah saat 5.30 da İstanbul’a hareket etmiş ve 13 Haziran 1937 Trabzon’dan İstanbul’a dönmüştür. 3 Şubat 1938 Atatürk’ün öğleden sonra Bursa’dan Mudanya’ya gelir Mudanya’dan Ege vapuruyla İstanbul’a gelir ve geceyi vapurda geçirişi
01 Haziran 1938 Atatürk için satın alınan Savarona Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nin unutulmaz kaptanlarından ve Atatürk’ün Kaptanı diye anılan Kaptan Said Özege tarafından Almanya’nın Hamburg Limanından teslim alarak yurda getirmiştir. Atatürk ayını gün saat 15.30’da Savarona yatına ilk defa binmiştir. Atatürk bu tarihte 25 Temmuz 1938 gününe kadar yatta kalır Başta Savarona olmak üzere Ertuğrul Yatı, Söğütlü yatı (Sonra Yüksek denizcilik Okuluna Eğitim gemisi olarak verilmiştir.) , Sakarya ve Acar Motorları Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş envanterinde bulunan deniz vasıtalarıdır. Bu vasıtaların personel dahil tüm ihtiyaçları Türkiye Denizcilik İşletmelerince karşılanmıştır.
10 Kasım 1938 günü ölen Atatürk tabutu 19 Kasım 1938 saat 8.21 de Dolmabahçe Sarayı’ndan top arabasına konularak törenle Sarayburnu rıhtımına buradan Zafer torpidosu aracılığıyla Yavuz Zırhlısına konulur Yavuz Zırhlısı ile Tabutu İzmit’e gönderilir İstanbul’dan İzmit’e gidişi bu Atamızın denizdeki son yolculuğudur.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1929 yaz yılı çalışmaları sırasında 19 Ağustos günü Yalova’ya gider. Termal Bölgesinde Yunanistan’dan gelen mübadil göçmenler için yapılan kampları gezer Termal Bölgesinde ki tarihi kaplıcaların canlandırılıp turistlik bir hale getirilmesini ister o zamana kadar Karamürsel’e bağlı bir nahiye olan Yalova çıkarılan bir kanunla ilçe olur ve İstanbul’a bağlanır. Tesislerin yapımı görevini de kuruluşumuza verir. Bunda iki amacı vardır.. Genç Türkiye yeni kurulmuştur. Bütçesi yeterli değildir. Osmanlı İmparatorluğunun olduğu gibi genç Türkiye Cumhuriyetinin de güçlü kuruluşu olan o zamanki adımızla Türkiye Seyr-i Sefain idaresi bu görevi yerine getirebilecek güçtedir. İkincisi ise romatizma denizciler için adeta bir meslek hatalığıdır. İyileşmesi içinde bu gün bile kaplıca tedavisi önerilir. Yalova Kaplıcaları Yalova İşletmesi olarak 1980 yıllara kadar kuruluşumuza bağlıdır bu tarihten sonra burası Turizm Bakanlığına devredilmiştir. Ayrıca o zamana kadar haftada iki olan sefer sayısı 10 Aralık 1929 tarihinden itibaren karşılıklı olarak her gün sefer yapılmaya başlanmıştır. Yalova’da bu çalışma Atatürk’ün 1 Kasım 1929 günü TBMM açılış töreninde yaptığı konuşmada da Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nin o zamanki adı olan Türkiye Seyr-i Sefain idaresine ve Genel Müdürü olan Sadullah Güney’e teşekkür etmiştir. Bu gün Ekonomimizin can damarı olan Türk Turizminin öncüsüdür.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türk denizciliğinin gelişmesi için çok önemli projelere imza atmıştır. 1918 imzalanan Mondros mütarekesinden sonra eskiyen ve metruk ve harap olan Haliç Tersanesi 1928 yılından itibaren tekrar çalışmaya başlar zamanın Genel Müdürü olan Sadullah Güney talebi üzerine Haliç Tersanesi kuruluşumuza verilir. Avrupa’dan yeni makineler alınır tersane yeniden kurulur birkaç yıl içerisinde kuruluşumuza ait gemiler değil bütün Türk Ticaret gemileri hatta yabancı bayraklı gemiler burada onarılır. Bu tersanede halen büyük bir kısmı halen İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizinde kullanılan gemi inşa edilir
Gazi Mustafa Kemal Atatürk denizciliğimizin gelişmesi için öncelikle büyük bir tersane yapılmasını emreder. Tersane için yer belirlenir.1936 yılında bir komisyon kurulur komisyon tersane için bu günkü Pendik Tersanesinin bulunduğu yerin tersane için en uygun yer olduğuna karar verir. Ancak yeni bir sorun vardır. Tersaneyi yapacak finansmanın temini bu arada Ankara’da siyasi hayatta bir değişiklik olmuş Celal Bayar İsmet İnönü’nün yerine Başbakan olmuştur. Celal Bayar Türkiye’nin ekonomik olarak kalkınmasında büyük hizmetleri bulunan kişidir. Bu finansman sorununu bir banka kurulması ile sağlanacağı inancındadır. Ve bu görüşü kabul görür 27 Aralık 1937 tarih ve 3295sayılı kanunla İktisat Vekâletine bağlı olarak Denizbank kurulur. Başına Celal Bayar’ın yakından tanıdığı o sıralarda Türkiye İş Bankası’nın İstanbul Şubesi Müdürü olan Yusuf Ziya Öniş getirilir. Yusuf Ziya Öniş kurumumuzda fasılalarla toplam 7 yıl Genel Müdürlük 3 yılda Yönetim Kurulu Başkanlığı yapmıştır. Denizbank çalışmalara başlar bu arada Pendik tersanesi için yüksek mühendis ve mühendislere ihtiyaç duyulur. Bunun üzerine Liseleri ilk üç sırada bitiren kişilerden seçilen sayıları 40 bulan öğrenciler yurt dışına Gemi İnşa eğitimi görmek üzere Almanya ve İngiltere’ye gönderilir. Almanya’da bulunan bir kısım öğrenciler savaş nedeni ile burada okuma imkânı bulamazlar. Bunlarda bilahare İngiltere’ye gönderilir. Yurt dışına eğitim için gönderilen öğrenciler savaş nedeniyle çok zorluklar çekmelerine karşı eğitimlerini başarı ile tamamlayarak yurda dönmüşlerdir. Ancak savaş nedeniyle Pendik Tersanesi İnşaatına başlanılmamıştır. Bu öğrenciler mevcut tersanelere gönderilir olağan üstü bir çalışma yaparak yeni gemi inşa etmeye başlarlar. Bunun haricinde mühendisle işçi arasında bir nevi tercümanlık yapacak olan teknisyenlerin yetiştirilmesi gündeme gelir. 1927 yılında Galata’da 3 müteşebbis iş adamının, ticari amaçlarla «Makine, Motor ve Elektrik Okulu» adı altında özel olarak açtıkları fakat o yıllarda bu okulun devrin Milli Eğitim Bakanlığınca derece ve muadeletinin tanınmaması nedeniyle istenilen sonuca ulaşamayan bu okul Denizbank tarafından 1938 yılında satın alınır. Ve Haliç Tersanesi içinde faaliyet geçirerek teknisyenlerin yetişmesini sağlanır. Yurt dışında okuyan öğrenciler ile Haliç Tersanesi’nin içinde faaliyet gösteren sanat okulundan yetişen kişiler bu gün yılda 40 Milyar Dolar girdisi olan Gemi İnşa sanayinin öncüsüdür
Mustafa Kemal Atatürk döneminde 13 Ocak 1924 tarihinde Bakanlar Kurulundan çıkan bir kararname ile Kılavuzculuk ve Römorkörcülük o zamanki adı Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi olan Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne verildi. Kılavuzculuk ve Römorkörcülük teşkilatı bu tarihten 15 Haziran 2010 tarihine kadar Türkiye Denicilik İşletmeleri’nin bünyesinde kalmıştır.