Cumhuriyetimizin ilan edildiği 1923 yılında Küçük Hizmet Tekneleri, İstimbotlar, çatanalar, şehirhatlarında çalışan vapurlar. İrili ufaklı Yolcu ve yük gemileri olmak toplam 271 adet deniz vasıtamız mevcuttu. Bunlar içinde Küçük Hizmet Tekneleri, İstimbotlar, çatanalar, şehirhatlarında çalışan vapurları çıkartırsanız geriye kalan 3492 safi tonluk 88 gemi ile girmiştir. Bu gemilerin büyük bir kısmı ise tamamıyla yıpranmış ve işe yaramaz bir halde idiler. Bu gemiler Yurt dışı limanlarına sefer yapmak kıyılarımız arasında sefer bile yapamayacak bir halde idi. Lozan’ görüşmelerinde bu nedenle ileri sürülerek Kabotaj hakkımız ileri bir tarihte kullanılmak üzere ertelenmişti.
Kurtuluş Savaşının bitimini müteakip 6 Ocak 1923 tarihinde o zamanki adı Olan Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi olan Genel Müdürlüğü’ne Sadullah GÜNEY atanmıştır. Sadullah Güney işe başlar başlamaz filonun güçlendirilmesi çalışmalarına başlamıştır. Elde bulunan gemilerden işe yarayanları büyük bakım ve onarımdan geçirmiş ve Avrupa’dan Marmara, Kocaeli, Miralay Nazım Bey, Çanakkale, Mersin Antalya, Ankara, Ege, İnebolu, İzmir. Bandırma (Ülgen) Konya, Sinop gemilerini satın almıştır. Bu gemilerle güçlenen filo sayesinde 1 Temmuz 1926 yılında kendi karasularımızda yolcu ve yük nakliyatınınım Türk Bayraklı gemilerle yapması için Kabotaj hakkımızı uygulamaya koymuştur. 1928 yılında 1918 yılında imzalanan Mondros Mütarekesinden beri metruk ve bakımsız kalan Haliç Tersanesi’ne yatırımlar yaparak Türk Ekonomisine kazandırmıştır. 1928 yılından günümüze kadar bu tersanede Türk ve yabancı gemilerin bakım ve onarımlarının yapılmasının yananda da Türkiye’nin ihtiyacı olan 300’ün üstünde deniz vasıtası inşa edilmiştir.
1932 yılında denizcilikle ilgili çıkarılan bir kanunun Hükümet ve Bürokrasi arasında görüş ayrılığının çıkması üzerine İktisat Bakanı Mustafa Şeref Özkan görevinden istifa eder. Yerine Celal Bayar İktisat Bakanı olmuştur. Türkiye’de iktisadi devletçiliğin öne çıktığı dönemdir. Devletçiliği bir amaç değil araç olarak gören devletin rolünün özel sektöre rağmen veya karşı değil özel sektörün gücünün yetmediği yerde devletin rol oynaması gerektiğine inanan bir çizgiye sahipti. 1933 yılında tartışmalara konu olan kanun yeniden düzenledi. Eskisinden farklı olarak armatörler bir anonim şirket altında birleşirlerse yolcu taşımacılığı yapabilirler, Kurulacak anonim şirkette sermayeye esas olacak gemilerin değerleri kurulacak bir komisyonca belirlenecektir. Yeni Kanuna göre gemilere bir takım kriterler[AB1] konuldu. Bu kanunla yolcu ve yük taşıma ücretleri şirketlerce değil Ulaştırma Bakanlığınca belirlenecek. Bu gelişmeler üzerine Yolcu Taşımacılığı yapan Armatörler 1933 yılında Vapurculuk Türk Anonim Şirketini kurarlar Türk kıyılarına yolcu taşımanın yanında Yabancı ülke limanlarına ’da yolcu taşama amacıyla girişimlerde bulunurlar. Bu amaçla Aksu Güneysu ve Tarı vapurlarını satın alırlar. Sosyete Vapurculuk şirketi kendi içinde başta gemilerin komisyonca belirlenen değerleri ile diğer nedenlerle anlaşmazlıkları artarak devam eder ve 25 Ocak 1936 tarihinde kendisini fesih eder filolarında bulunan gemiler de komisyonun belirlediği fiyatlar üzerinden devletçe satın alınır.
Cumhuriyetimizin ilanı ile birlikte Osmanlı İmparatorluğu döneminde yabancılara Limanlar, Tersane, Tahlisiye, Fenerler yapımı ve işletilmesi amacıyla imtiyazı verilmişti. İmtiyaz Hakkı verilen bu kuruluşlar İstanbul, İzmir, Tekirdağ ve Trabzon limanları, Tahlisiye İdaresi, Fenerler idaresi, Gemi Kurtarma İşletmesi, Van Gölü İşletmesi ve İstinye Tersanesi idi. Bu kuruluşlar bedeli karşılığında satın alınarak Millileştirilmiştir. Çeşitli Bakanlıklar içerisinde Genel Müdürlük veya Müdürlük adı altında faaliyet göstermekteydi. Celal Bayar İktisat Bakanı ve Başbakanı olduğu 1932-1939 yılları arasında Denizciliğin gelişmesi için bu kuruluşları Denizyolları, Akay ve Fabrika ve Havuzlar İşletmeleri ile birleştirilerek 27 Aralık 1937 tarih ve 3295 sayılı kanunla İktisat Bakanlığı’na bağlı Denizbank adı ile kurulan bu kuruluşa bağlamıştır. Bu kuruluşun başına o zamanlar Türkiye İş Bankası İstanbul Şube Müdürü olan Yusuf Ziya Öniş atanmıştır
Celal Bayar 11 Temmuz 1933 tarihinde Tekstil Sanayinin gelişmesi amacıyla Sümerbank, 14 Haziran 1935 tarihinde ise Türkiye’nin yer altı kaynaklarını işletmek amacıyla da Etibank’ı kurmuştur. Bu kuruluşlar Türkiye’de Holding şeklinde kurulan kuruluşlardı. Ayrıca 10 Eylül 1924 tarihinde Türkiye İş Bankası’nı, 1925 yılında Anadolu Sigorta’yı 1929 yılında Sigorta Şirketleri için olmazsa olmaz kuruluşu Milli Reasürans’ı, 1934 yılında Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikasın kurmuştur. Celal Bayar 1908 yılında İttihat ve Terakki Partisi’nin İzmir Şubesi’ne Genel Sekreter olarak atanır burada İzmir Kız Lisesi, Basmahane ’de Şimendifer Meslek Okulu açılmasına ve Altay kulübünün kurulmasına da yardımcı oldu.
Bu dönemde kurulması planlanan Pendik Tersanesinde ve mevcut tersanelerde çalıştırılmak üzere yurt dışına talebe gönderilmesine karar veriliyor ilk olarak Celal Bayar tarafından Galatasaray Lisesi’nin iki altın çocukları Nedret Utkan ve Sadullah Bigat ile Tahir Söker, Feyyaz Söker İngiltere’ye gönderildi. Daha sonra Feridun Serim, Ali Haydaroğlu, Orhan Atlıman, Tekin Gücüm Şamil Urallı,Sezai Kızıltunç, Tarık Aygen,Ertuğrul Nişel, Osman Tavil, İlyas Mürtezaoğlu, Fethi Eralp, Nafiz Ergin, Müfit İmşir, Celalettin Erol ve Celal Akın yurt dışına eğitim görmek için gönderildi. Yurt dışına gönderilen toplam bu 19 kişi eğitimini tamamlayıp döndükleri zaman mevcut tersanelerde çalışmaya başladılar hiçbiri Pendik Tersanesinde çalışma imkânı bulmadan emekli oldular. Yurt dışında Mühendis olarak okuyan bu kişiler Türk Gemi İnşa sanayinin temelini atmışlardı.
Yurt dışına Mühendislik eğitimi için öğrenci gönderilirken Haliç Tersanesi içinde 1927 yılında önce Tersane’de çalışan işçilerin gelişmesi amacıyla Galata’da Makine, Motor ve Elektrik adı ile açılan fakat Milli eğitim Bakanlığınca onaylanmayan bu okul Denizbank tarafından satın alınarak Mesleki Kurs ve Çırak okulu olarak açıldı. Bu okul daha sonra İşçi ile Mühendis arasında ihtiyaç duyulan Teknik elamanlar yetiştirmek amacıyla 1945 yılında derece ve muadeledi tanınarak Orta-Sanat Okulu haline geldi 1965 yılında Lise kısmı açıldı. Buradan yetişen kişiler yakın zamana kadar kamu ve özel tersanelerde gemi İnşa sanayine büyük hizmetleri olmuştur.
1936 yılında yük taşımacılığını bir düzene koymak amacıyla Türkiye İş Bankası, Denizyolları ve Etibank’ın katılımıyla üç milyon lira sermayeyle Sosyete Şilepcilik T.A.Ş. adıyla bir denizcilik şirketi kurulur. Bu şirket İngiltere’den Bakır, Krom ve Tunç adları verilen üç şilep satın aldı. Bu üç şilep Türkiye’ye geldiği zaman yapılan törende konuşan Celal Bayar Denizciliği bir arada ticareti ile sanayi ve sporu ile tekâmül ettirmek için deniz işlerine hususi bir ehemmiyet verilmiştir. Gayret tek taraflı olmaz Bu gayreti taltif etmek ve layık olduğu veçhile himaye etmek bizim için bir vazifedir. Asıl büyük tebrikim kendi elemanlarımız ve kendi iptidai maddelerimizle büyük vapurların Denizbank’ın tersanelerinde yapabildiğimizi gördüğüm zaman olacaktır. Bu ati uzak değildir. Bu sözlerin üzerinden çok geçmeden Türkiye’de kendi ihtiyacı olan gemilerin inşası için 1937 yılında Almanya’nın büyük kuruluşlarından olan Krupp firması ile Haliç Tersanesinin gemi inşa etmek ve ana makinaları, yardımcı makinaları ve kazanlarının imali için bir anlaşma yapılır.
Krupp firması teknik heyetince Haliç Tersanesinde bir inceleme başlanır. Çalışma 1938 yılının Ağustos ayına kadar süren bu çalışmalar dosya halinde Türk yetkililerine verilir (Bu dosya Şehirhatları Genel Müdürü Sayın Sinem Dedetaş’ın makam odasındadır.) Şu anda kızakların bulunduğu yerde üç adet kızak inşaatı yapılacaktır Bunun yansıra Makine Fabrikası, Dökümhane (Mevcut Dökümhane yıkılıp yeniden inşa edilecektir.) İnşaiye atölyesi, Kazanhane, Demirhane, Nakkaşhane, Marangozhane, Boruhane, Tevsiyehane ve Tornahane atölyeleri kurulacaktır bu atölyelerde kullanılacak alet edevat isim isim tüm teknik özellikleri ile birlikte belirtilmiştir. Bu kızaklarda inşa edilecek gemilerin kızakta ve teçhizat Rıhtımında bekleme süreleri de aşağıda görüldüğü belirtilmiştir.
Büyüklük | Kızakta | Teçhizat Müddeti |
Akay tipi yolcu gemisi | 6 ay | 5 ay |
1000 G.S. R.T | 7 “ | 5,5 “ |
1500 “ | 7 “ | 4 “ |
5000 “ | 10 “ | 4 “ |
6000 “ | 11 “ | 5 “ |
7000 “ | 13 “ | 5 “ |
Gemiler inşa edilirken ana ve yardımcı makinaları kazanları da imal edilecek belirlenen sürenin sonunda gemi deneme seferlerine çıkmak üzere planlanmıştır. 1938 ylında Atatürk’ün vefatı ve gelişen olaylar nedeniyle Celal Bayar görevden alınmış bu projede tıpkı Pendik Tersanesi projesi gibi rafa kaldırılmıştır. Ayrıca Celal Bayar Başbakanlığı sırasında sahibi olduğu Yıldız Kotrasını öğrencilerin denizcilik eğitimi için Yüksek Denizcilik okuluna bağışlamıştır
14 Mayıs 1950 yılında yapılan Seçimlerde Demokrat Parti İktidara gelmiştir. Celal Bayar Cumhurbaşkanı ı olmuş, o sırada adı Devlet Denizyolları ve Limanları Genel müdürlüğü olan kurumun başına yukarıda isminin altını çizdiğimiz Yusuf Ziya Öniş tekrar Genel Müdür olarak atanmıştır. Türk Denizciliğinin finansman sorununun çözülmesi ve Türk Denizciliğinin gelişmesi amacıyla bir banka kurulması çalışmalarına başlanır. Hazırlanan 5842 sayılı Denizcilik Bankası Türk Anonim Ortaklığı kuruluş kanunu TBMM’sinde 10 Ağustos 1951 Kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Banka 01 Mart 1952 yılında resmen faaliyete başlamıştır Bankanın ortakları Hazine adına Maliye Bakanlığı, Türkiye İş Bankası, Etibank, Türk Ticaret Bankası ve Türkiye Emlak Kredi Bankasıdır. Yönetim Kurulu Üyeliğine Türkiye’de Gemi İnşa Sanayinin öncülerinden olan Ord.Prof Ata Nutku atanmıştı Ata Nutku hoca yurt dışında eğitim gören Mühendisleri etrafına toplayarak Haliç, Camialtı ve İstinye Tersanesinde gemi inşa etmek için kolları sıvadı
Haliç Tersanesinde Kartal, Kabataş Araba vapurları, Camialtı Tersanesinde Abidin Daver Şilebi, İstinye Tersanesinde Caddebostan-Bostancı Deniz Otobüsleri, Hasköy Tersanesinde ise Hasköy ve Vaniköy gemilerinin inşasına başlatır .Ord.Prof. Ata Nutku bu kararı alırken yurt dışında eğitim gören çok iyi yetişmiş henüz 30 yaşlarında olan bu genç mühendislere güveniyordu. Onlarda bu görevlerini başarı ile yerine getirmişlerdir. Bunlar içerisinde 1Temmuz 1954 yılında denize indirilen Kartal Araba vapurunun inşası gemi inşa sanayinin miladı olarak kabul edilir ondan önce inşa edilen gemiler arasında yıllar olmasına rağmen Kartal Araba vapurunun inşasından sonra günümüze kadar her yıl artarak gemi inşa edilmiştir. Bu nedenle Kartal Araba vapuru inşası gemi sanayinin miladı sayılır. Ayrıca bu dönemde deniz sopunu geliştirmek amacıyla Tersanelerde yelkenler inşa edilerek sporculara dağıtılmıştır. Celal Bayar Cumhurbaşkanı olarak göreve başladıktan sonra Cumhurbaşkanlığı makamına ait olan Savarona yatını Deniz Harp Okulu öğrencilerin eğitimi için 2 Temmuz 1951 tarihinde Deniz Harp Okuluna vermiştir.
10 Ekim 1965 yılında Türkiye’de genel seçimler yapılmış yapılan seçim sonucunda Adalet Partisi 39 yaşında genç Genel Başkanı Süleyman Demirel’in başkanlığında girdiği bu seçimden tek başına iktidar olmuştur. Süleyman Demirel Başbakanlığındaki Hükümet ilk icraatlarından biri de Türk Denizciliğinin geliştirilmesi için Gemi İnşa ve Tersane Kurma fonu kurarak Armatörlere düşük faizli kredi vermiştir. Ayrıca Denizcilik Bankası Yönetim Kurulu Banka Kaynaklarından armatörlere fondan aldıkları kredi tutarını geçmemek kaydıyla fon kredi faizin’in çok az üstünde bir faizle kredi vermiştir. 1966 yılından itibaren kullandırılan bu fon ile Türkiye’de gemi inşa sanayi hızla gelişmeye başlamıştır. 200 aşkın gemi bu krediler sayesinde inşa edilmiştir. Haliç ve Boğaz’daki tersanelerde Yeni gemiler inşa edilmiştir. Hızla ’da yeni tersaneler kurulmuştur.
Özel sektör tersaneciliğinin geliştirmek için tersane sahiplerinin rahat çalışabilecekleri geniş bir sahil şeridi tahsis etmek onları Haliç ve Boğazdaki ufacık yerlerinden çıkarıp uygun bir yere taşımak bu dönemde alın bir karardır. Yer olarak ’ta Tuzla’daki Piyade Okulu ilerisindeki sahil şeridini tahsis etmeyi düşünür. Zamanın Ulaştırma Bakanı konu ile ilgileri nihai karar vermek üzere Tuzla’daki bu sahil şeridinde toplar Davet edilenler arasında Celal Bayar’ın seçip Gemi İnşa tahsili yapmak için İngiltere’ye gönderdiği Galatasaray lisesinin altın çocuklarından Sadullah Biğat’ta vardır. İlgililer arazi hakkında fikirlerini söyler sıra Sadullah Bigat’a gelir Sadullah Bigat bu sahil şeridinin tren yolu ile sahil arasındaki şeridin tersaneler için son derece dar olduğunu ayrıca kapalı bir koy olmadığını için dalga ve rüzgârlara açık olduğunu böyle bir denizin mendirekle korunamayacağını söyleyip itiraz eder. Bakana günümüzde Tuzla Tersanelerinin bulunduğu koyu gösterir. Bakan Hakikaten güzel bir koy ama burası turistik bir yer değil mi diye sorar. Sadullah Bigat, Türkiye’de tersane kurmak için hangi koya talip olsanız turistik diye itiraz ederler ama bu ülkenin tersanelere ihtiyacı var der. Ve Bu Bölge Tersaneler bölgesi olarak ayrılır.
1937 yılında ilk defa temeli atılan çeşitli nedenlerle yapılamayan Pendik tersane için 29 Mayıs 1969 tarihinde 2. defa temeli atılır, Çeşitli sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde Tersane burada yapılmasın diye yıllarca kampanya ’yürüten Pendik halkına söyle hitap eder Ey Pendikliler yıllarca bu Pendik Koyundan denize bakıp durdunuz elinize ne geçti. Bu denizden, bu Pavli adasından kaçınız yararlandı. Şimdi buraya büyük bir tersane kuruyoruz. Bu tersanede en az 2000 kişi çalışacak bu aile fertleri ile 10000 kişi demektir. Tersane faaliyet geçince etrafta yan sanayi kurulacak orada da insanlar çalışacak demek ki burada 15-20 bir kişi ekmek yiyecek 20 bin kişi demek 30,40 bin ekmek demek bu kadar ekmek bu kadar firma demek şu kadar bakkal demek. Tersane demek iş demek aş demek para demek canlılık demek. Göreceksiniz bu tersane açılınca Pendik ve civarına canlılık gelecek. Demirel’in bu sözleri merasim sahasını dolduran orta halli Pendik halkını çok sevindirdi çok alkış aldı. O tarihten sonra Hükümetin kararlılığı sayesinde Buraya Tersane Yapılmasın kampanyası bıçak gibi kesilir.
Tersanenin inşasına başlanır bu arada 1969 seçimleri yapılır Süleyman Demirel meydanlarda halka Adalet Partisinin yayınladığı seçim bildirgesinin 46.Sayfasında yazılı olan şu sözleri söyler. Deniz yolu ulaştırmasının ekonomik hayatımızdaki büyük önemi dolayısı ile bu sahada başlatılan planlı kalkınma hareketlerine devam olunacaktır. Deniz Ticaretimiz ileri memleketler Denizcilik seviyesine çıkartılması için genç ve modern gemilerimizle Deniz Ticaret Filomuzun güçlenmesi Pendik’te bir tersane kuruyoruz ayrıca burada inşa ettiğimiz gemilerde kullanılmak üzere deniz dizel motorları fabrikasını da bir an önce işletmeye girmesi sağlanacaktır. Burada 75,000 DWT’luk gemiler inşa edeceğiz binlerce kişiye istihdam sağlayacak kendi ihraç maddelerimiz ile ithal ettiğimiz maddeleri kendi gemilerimizle taşıyacağız tasarruf ettiğimiz dövizlerle de ülke içerisinde yeni barajlar kurulacak yeni fabrikalar açılacak herkese iş herkese aş verilecektir. Ve Pendik Tersanesi’nin inşaatına bir an önce başlamak için tezgâh, teçhizatları sipariş etmek için şartname ve ihale çalışmalarına hızla başlanır.
Bu çalışmaların devam ettiği sırada Ankara’da tersanenin kaderini değiştirecek bir gelişme yaşanır. Bir Japonya heyeti Türkiye’ye gelir amaçları burada yatırım yapmak ve Türkiye’ye kredi vermektir. Japon heyetine Temeli atılan Pendik Tersanesi’nin Türk-Japon ortak yatırımı olarak kurulması önerir Japonlar bu teklife çok sıcak bakarlar. Bu gelişmeler üzerine ihale çalışmaları Japon IHI firması yetkililerinin görüşlerini almak için geçici olarak durdurulur. Japonlar çalışmalarını tamalar kesin olarak Pendik Tersanesi’ne ortak olacaklardır. 1970 yılında Tersane ile ilgili ortaklık kararnamesi taslağı hazırlanır hükümete sunulur. Bu sıralarda başta Gemi Mühendisleri odası olmak üzere sivil toplum kuruluşları Tersane Japonlara peşkeş çekiliyor diye kampanya açılır bu kampanyası bir takım basın ’da destekler bu günlerde 12 Mart Muhtırası gelir Süleyman Demirel Başbakanlıktan ayrılır dolayısı ile proje sahipsiz kalır.
Temeli atılan Tersane ve Motor fabrikası 12 Mart Muhtırası neticesinde demokrasinin sekteye uğraması ve yarattığı siyası istikrarsızlık, nedeniyle çalışmalar kaplumbağa hızıyla devam etmiştir. Tersane Havuz inşa edilmeden, kızakların ise 3/2tamamlanmış bir vaziyette 1 Temmuz 1982 tarihimde açılır. Motor fabrikası ise 1984 yılında hizmete girer Başta Gemi Mühendisleri odasının karış çıkması ile yarım kalan Pendik Tersanesi üretime geçememesi nedeniyle 1970 -1980 yılları arasında D.B Deniz Nakliyatı T.A.Ş ‘nun ihtiyacı olan 27 adet gemi yurt dışında inşa edilir. Yurt dışında inşa ettirilen gemiler Polonya’dan General, Ali Fuat Cebesoy, General Ragıp Gümüşpala, General Kazım Orbay, General. Zeki Doğan. Yugoslavya’dan Fırat, Meriç, Aras, Dicle, Gediz, Keban. İspanya’dan Erdemir, Erzurum. Almanya’dan Necdet Or, Kaptan Sait Özege. Japonya’dan ise Raman, Isparta, Kocaeli, Kahraman Maraş, Urfa, Rauf Bey, Adıyaman Gaziantep, 29 Ekim, İsdemir, Menteşe, Amiral Fahri Ergin, Amiral Mehmet Ali Ülgen gemileridir. Eğer Pendik Tersanesini Japonlarla işbirliği girip işletseydik bu 10 yıl içerisinde satın alınan bu 27 adet gemiden en az yirmi âdeti Pendik Tersanesinde inşa edilebilirdi.
Kaderin garip bir cilvesi olsa gerek Süleyman Demirel’in hayali olan 75,000 DWT’luk gemiler tersanesinin temelinin atılmasından tam 23 sene sonra yine onun Başbakanlığı döneminde inşa edilerek kızaktan indirilmiştir. D.B Deniz Nakliyat için inşa edilen Almaata ve Taşkent adlı bu gemilerin ana ve yardımcı makinaları Pendik Sulzer Motor fabrikasında yapılmış, inşasında kullanılan saçların tamamı da Ereğli Demir Çelik Fabrikalarında üretilmiştir.
Kaynak:
- Şükrü Yaman’ın Türk Deniz Ticareti ve Türkiye Denizcilik İşletmeleri Tarihçesi ( 2 )
- Nurşen Gürboğa-Murat Koraltürk, “1930’larda İktisadi Devletçilik, Şilepçiliğin Gelişmesi ve Sosyete Şilep T.A.Ş.’nin Kuruluşu”, İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları Dergisi, Cilt 12, Sayı 25-26, 2016, s.27-50.
- Merhum Ali Can’ın Bir Tersane Bir Hayat adlı kitabı
- Denizcilik Bankası T.A.O Bilançoları
- Türk Deniz Ticareti Dergisi 1937