Mehmet Sadullah Bigat 24 Nisan 1917 tarihinde Konya’da doğdu babasının adı Mehmet Reşit Annesi’nin adı Vasfiye’dır. Aile kökleri Antalya’nın ibrada Kazası’na uzanan Bigat ailesinin kadı olan dedeleri Bekir Bey, Rumeli’nin Yanya şehrine kadı olarak tayin edilince bütün aile de bu kente göç ederler ve oraya yerleşirler. Bekir Beyoğlu Mehmet Reşit Bey öğrenim amacıyla İstanbul’a gönderir ve Mülkiye Mektebi’nin idari Bölümünden mezun olur. Mehmet Reşit Bey muhtelif kazalarda kaymakamlık görev­lerinde bulunur. Konya’da kaymakam olduğu 1917 senesinde dünyaya gelen oğluna Mehmet Sadullah adını verir. Mehmet Reşit Bey muhtelif kaymakamlık ve valilik görevlerini takiben 1924 yılında Cumhu­riyet döneminin ikinci valisi olarak İstanbul’a atanır. Mehmet Sadullah da İstanbul’da Feyz-i Ati Okuluna başlar.

Bu okulda iki yıl öğrenim gördükten sonra Galatasaray Sultanisi ilk kısmına nakledilir. Bu sınıfta çok yakın arkadaş olacakları Nedret Utkan’la gemi inşa mühendisi olarak görev yapa­cakları ileri senelerde çok yakın dostlukları böylece başlamış olur. İlk, orta ve lise yıllarından sonra ikisi de 1935’de Galatasaray Lisesi Fen Bölümünden üstün başarıyla birinci ve ikinci olarak mezun olurlar. Bu iki genç bu sırada kurulan Denizbank tarafından Pendik Ter­sanesinde görevlendirilmek üzere Avrupa ya gemi inşa mühendisliği tahsili için talebe göndermeyi tasarlamaktadır. Aynı zamanda Galatasaray taraftarı olan ve kulüpte 1922-1924 ve 1950-1952 yılları arasında Başkanlık yapmış olan Yusuf Ziya Öniş Galatasaray Lisesi Fen Bölümünü üstün derece ile bitiren başarılı bu iki genci hiçbir elemeye tabi tutmadan Gemi İnşa mühendislik eğitimi için İngiltere’ye gön­derir.

İngiltere’de birçok üniversitede gemi inşa fakültesi olmasına rağmen Liverpool Üniversitesi’ni seçmelerinin nedeni o tarihte dünyaca ünlü gemi inşa hocası Prof. Able’in bu üniversitede öğre­tim üyesi olmasıdır. Ancak okula başlamalarından bir süre sonra II. Dünya çıkması nedeniyle Prof. Able İngiliz Bahriye Bakanlığı emrine alınarak üniversiteden ayrılır.

Mehmet Sadullah Bigat dört yıl süren gemi inşa mühendisliği eğitiminden sonra Liverpool Üniversitesi’nden birincilikle mezun olur ve yüksek mühendis diplomasını alır. Bir süre bu ül­kede çalışmasının önemli olacağına karar vererek Burcley- Curcle Tersanesi’nde bir buçuk yıl kalır. Bu tersaneden ayrıldıktan sonra Bedford Jeneratör dizel imalat fabrikasında 7-8 ay kadar çalışır. Bu kez İngiltere’nin ünlü Lloyd’s Register şirketine yaptığı müracaat kabul edildiğinden bu kurumda da 7-8 ay gibi bir süre çalışır ve ardından 1946 Nisan ayında Türkiye’ye döner.

       Mehmet Sadullah Bigat 09 Ağustos 1946 tarihinde o zamanki adı Devlet Denizyolları ve Limanları Genel Müdürlüğünde Denizhatları İşletmesi Enspektörlük Servisinde Devri Çark amiri olarak göreve başlar. Ardından Haliç Fabrika ve Havuzları emrinde makine yüksek mühendisi olarak atanır.19.09.1946 yılında askerlik görevini yapmak üzere Gelibolu Hazırlık kıt’asına gider 31.10.1947 tarihinde terhis olup, Haliç Fabrika ve Havuzları emrinde makine yüksek mühendisi görevine başlar bilahare Makine İşletme Başmühendisliğinde Montaj Yüksek Mühendisi olarak atanır. Mehmet Sadullah Bigat bu görevde iken 1949 yılında Marshall yardımı çerçevesinde Amerika Birleşik Devletlerinden satın alınan yolcu, yük ve tankerlerin tadilat ve büyük onarımları için Amerika’ya gönde­rilen mühendisler heyetinde yer alır. iki buçuk sene Amerika’da bu görevde kalır. Bu görevi sırasında 25 Ağustos 1949 tarihinde Mustafa Kemal Paşa ile Selanik Ordusu’nda görev yapan Abdülkerim Paşanın kızı İnci Seydol Hanımla Türkiye Cumhuriyetinin Nevyork Baş Konsolosluğunda evlenirler. Gemilerin tadilatı ve büyük onarımlarının tamamlanması üzerine 1951 yılında Türkiye’ye döner.

            1952 yılında Devlet Denizyolları ve Limanları Genel Müdürlüğü lav edilip yerine kurulan Denizcilik Bankası T.A.O döneminde. 01 Haziran 1952 tarihinde ise Haliç Tersanesi Müdürlüğü İşletme Müdürü olarak atanır.

Atatürk’ün “Denizciliği Türk’ün büyük milli ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız…” veciz sözünü kendisine ilke edinen Denizcilik Bankası T.A.O Yönetim Kurulu Üyesi Prof Ata Nutku Genel Müdür Yusuf Ziya Öniş kuruluşun şiddetle ihtiyaç duyduğu gemileri inşa etmek üzere faaliyet geçtiler.  Haliç Tersanesine araba vapurlarının inşası için görev verilmişti. Atatürk’ün onlar kıvılcım olarak gittiler ateş olarak dönecekler dediği kişilerin içinde olan Tersane Müdürü Nedret Utkan yakın çalışma arkadaşları İşletme Baş Mühendisi Sadullah Bigat ve Planlama Baş Mühendisi Celalettin Erol var güçleri ile çalışmaya başladılar.

Kartal Araba vapurunun omurgası adeta kızak yokken oluşturuldu. Tersanede bir tane vinç vardı; Gemi inşasına başlamanmış ancak Makine ve Buhar Kazanları yoktu. Bu arada kadro dışı bırakılan  1914 yılın­da Almanya’da Danzig Tersane’lerinde inşa edilen, I.Dünya Savaşı nedeniyle ancak 1921 yılında Türkiye’ye verilen Maltepe Vapuru’nun kazan ve makineleri sökerek esaslı bir tamirden geçirdiler. Bu arada sökülen her parçanın kalıbını alarak dökümhanede dökerek Kartal’dan sonra inşa edilen Kabataş isimli araba vapurunda kullandılar Bu makine Tersanelerimizde yapılan ilk makine olma özelliğini de taşımaktadır. Gerek Lloyd Regıster gerekse Türk Loydu kayıtlarına bakılırsa Kabataş Araba vapurunun ana makine imalat yerinin Denizcilik Bankası Haliç Tersanesi olduğu yazılıdır.

Gemi tamamlanır; gemiyi indirmek için kızağın bir kısmının denizin altında olması gerek­mektedir. İnşaat Mühendisleri gelir “Burası kızak inşa edilmesi için müsait değildir.” şek­linde rapor verirler. Nedret Utkan ve yakın çalışma arkadaşları Mehmet Sadullah Bigat ve Celalettin Erol’un azimlerini kimse engelleyemez; ne olursa olsun o kızak yapılacaktır. Tersanenin işçileri var güçleri ile çalışarak kızağı yaparlar. Hiçbir olumsuz bir olaya sebebiyet vermeden geminin inşası bitmiş kızak yapılmış gemi denize ineceği günü beklemektedir. Bu sırada herkesin endişesi gemi kızaklar üzerinden kayıp kaymayacağıdır. Kızağı belirli bir madde ile belirli bir kalınlıkta yağlanması lazımdır ki gemi takozlardan kurtulduğunda denize insin. Eğer uygun yağlama yapmazsanız gemi kızaktan inmez. Kızak­ların yağlanması lazımdır; fakat sürülecek yağın ithali yapılamaz. Bunun üzerine, tersane­nin Kimya Yüksek Mühendisi Mesih Altınyıldız laboratuarda çalışma yapar, don yağı içine bir miktar parafin ekleyerek yağı imal eder. Yağ kızaklara sürülür; gemi ertesi gün denize indirilmeyi beklemektedir. O gece bütün mühendisler, Tersane Müdürü’nün odasında büyük bir heyecan içerisinde bir ilki gerçekleştirmenin heyecanı ile sabahı beklemeye başlarlar. Sabotaj ihtimali üzerine, mühendisler sabaha kadar, birer ikişer, gemiyi kontrole giderler. Sabah olur, tören saati yaklaşır, davetliler gelir yerlerini alırlar, heyecan son noktasına gel­miştir. Gemiyi Denizcilik Bankası Genel Müdürü Yusuf Ziya Öniş’in hanımı, Handan Öniş de­nize indirecektir. Handan Öniş, gemiyi indirmek için şampanya şişesini geminin burnu üze­rinde patlatır. Bu sırada gemiyi kızağa bağlayan saçlar oksijen ile kesilir yürekler ağızdadır, gemi inecek mi inmeyecek mi diye. Gemi hafif hafif kaymaya başlar. Sadullah Bigat ile Cela­lettin Erol tulumlarını giymiş bir vaziyette denize inen geminin peşinden koşmaya başlarlar. Bundaki amaçları gemi inmez kızakta kalırsa omuzlayıp gemiyi denize indirmektir. Kartal gemisinin inşası sırasında gösterdiği vazifesinde üstün başarı ve gayretinden dolayı Denizcilik Bankası Yönetim Kurulu 03 Temmuz 1953 tarihli kararı ile Nedret Utkan’a 1200 TL Mehmet Sadullah Bigat ve Celalettin Erol’a 1000 TL ikramiye ile ödüllendirilmiştir.

Mehmet Sadullah Bigat 01.Ocak 1954 Genel Müdürlüğe, Fen ve İşletme Müşaviri olarak atanmış bu görevi sırasında da 1954 yılında Almanya’ya sipariş edilen Akdeniz, Karadeniz, Ege, İzmir ve Marmara gemileri­nin kontrolü için 1955 başında Almanya’ya giden heyete başkanlık eder. Almanya’ya sipariş edilen bu gemilerin 1956 Haziranında tamamlanıp filoya katılmaları üze­rine tekrar İstanbul’a döner 11 Şubat 1957 tarihinde Denizyolları İşletmesi Müdürlüğü’ne Teknik Müdür Yardımcısı olarak atanır. Bu görevini de başarı ile yapar. Bu üstün çalışmaları karşılığında Denizcilik Bankası T.A.O Yönetim Kurulu 12.12.1957 tarihli toplantısında aldığı bir karar ile bir maaş tutarında ikramiye ile ödüllendirmiştir. Çalışmaları amirlerince takdir görmesine rağmen Bu bürokratik görev Mehmet Sadullah Bigat’ı mutlu etmez gemi inşa tahsili etmiştir.  Yeni gemiler inşa etmelidir. Ve bu amaçla 09 Ağustos 1948 yılında girdiği kurumdan 17 Mayıs 1958 yılında istifa ederek ayrılır.

Devlet hizmetinden ayrıldıktan sonra Türk Petrol Aş ne teknik müşavir olarak katılan Mehmet Sadul­lah Bigat bir süre sonra bu şirketin petrol ve LPG taşımalarını yürütmek üzere kendisinin de ortak olduğu Marmara Transport AŞ’nin kurulmasına öncülük eder. Bu şirket ilk olarak 1962 yılında 16,000 dwt’luk bir tankeri satın alarak “Mersin” adını verir. Mersin tankerinden sonra 1972 yılında LPG taşımak amacıyla Galata ve Atatürk Köprüleri arasındaki eski Kalafat Yeri’nde çok olumsuz koşulları altında 350 metreküplük LPG tankeri inşa ederler ve bu gemiyle LPG taşımacılığına başlarlar. Alevgaz adı verilen bu tanker sonra Aygaz II adını alacaktır. Bu tankeri çok zor teknik koşul­larda inşa eden Sadullah Bigat, Türk Petrol bünyesinde modern bir tersane kurmaya karar ve­rir ve Türk Petrol’ün Yarımca’daki yirmi dönümlük arazisinin tersane sahası olarak ayrılmasını sağlar.1972 yılında Marmara Tersanesi’nde bir taraftan tersane inşaatı devam ederken, diğer taraftan da gemi in­şaatı sürdürülür. Türk Petrol’ün başkanı Aydın Bolak’ın katılmasıyla daha da güçlenen tersane­de ilk olarak inşa edilen 2,350 dwt’luk Yarımca Tankeri aynı yılsonunda tamamlanarak hizmete girer.

2001 yılına kadar Marmara Tersanesi’nde en büyük 12,500 dwt olmak üzere 50’ye ya­kın muhtelif ve tonajlarda gemiler inşa edilmiştir. Bu gemilerin 9 adedi Almanya’ya, 1 adedi Danimarka’ya, 1 adedi ingiltere’ye ve 1 adedi de Barbados’a olmak üzere 12 gemi yurtdışına ihraç edilmiştir.

Sadullah Bigat Marmara Tersanesi’ni kurup geliştirerek, bu tersanede Türk armatörlerine ve yurtdışına çok sayıda gemi inşa etmek gibi bir başarıyı tesis etmiş ve bu alanda öncülük et­miştir.

1960’lı yıllara kadar özel sektör tersaneleri Haliç’teki Ayvansaray ile Balat kıyılarında, Kara­köy ile Atatürk Köprüsü arasındaki Kalafat Yeri denilen daracık sahil şeridinde ufak atölyeler ve çekçek yerleri olarak faaliyet gösterirlerdi. Özel sektör tersanelerini geliştirmek amacıyla bu tersane sahiplerine rahat çalışabilecek­leri geniş bir sahil şeridi tahsis etmek ve onları Haliç’ten ve İstanbul Boğazı’ndaki çok yetersiz alanlardan çıkarmak, diğer taraftan da kentin tarihi ve doğal mirası olan alanları yeniden kent kültürüne ve tarihine kazandırmak amacıyla hükümet Tuzla’daki Piyade Okulu’nun ilerisinde­ki sahil şeridini tahsis etmeyi planladığı açıklandığında yapılacak toplantıya Sadullah Bigat da dahil edilmiştir. Ulaştırma Bakanı toplantıya katılan ilgililerin görüşlerini alırken Sadullah Bigat, bu sahil şeridinin tersaneler için son derece dar bir alan olduğunu, ayrıca kapalı bir koy olmadığı için dalgalara ve güney rüzgârlarına açık olduğunu söyleyerek bu yerine uygun olmadığını söy­ler. Sadullah Bigat’ın bu değerlendirmesinden hayli rahatsızlık duyan Ulaştırma Bakanı Sadet­tin Bilgiç’in duraksamasına karşın Mehmet Sadullah Bigat sözlerine devam ederek “Sayın Bakan’ım burası uygun değil, ama şayet beni arabanızla takip ederseniz size çok yakında çok uygun bir başka sahil alanı gösterebilirim der. Sadullah Bigat’ın önerisinin kabul eden Ulaştırma Bakanı ve haliyle toplantıda olanlar uzun bir araç kafilesi halinde Tuzla üstgeçidini geçerek Tuzla Aydınlı Koyu’na gelirler. Burada pırıtı­lar içinde bir deniz ve Tuzla Koyu uzanmaktadır. Mehmet Sadullah Bigat elini Tuzla Koyu’na doğru uzatarak “işte Bakanım, ideal tersane yeri bu koy der. Bakan Bilgiç gördüğü manzaradan son derece etkilenir ve “Hakikaten güzel bir koy, ama burası turistik bir yer değil mi?” diye kararsız bir tavır sergiler. Sadullah Bey de “Türkiye’de tersane kurmak için hangi koya talip olsanız, turistik diye itiraz ederler, ama bu ülkenin tersa­nelere ihtiyacı var Sayın Bakanım” der. Sadullah Bigat’ın bu sözlerine ikna olan Bakan yanındaki yardımcılarına dönerek” Tamam, tersane alanı burası olacak. Derhal gerekli hazırlıklara başlayalım” diye emir verir. Böylelikle Tuzla Koyu da özel sektör tersane bölgesi olarak sanayi yerleşimine açılır.

1960 yılına kadar gemi inşaatı ve onarımı ile diğer sanayi tesislerinin Türkiye’deki proje, in­şaat ve bakımlarını denetleyen ve takip eden survey kuruluşları ABS (American Bureau of Ship­ping) , LR(Lloyds Register), GL(Germanischer Lloyd) ve BV(Bureau Veritas) gibi yabancı kuruluş­lardı Bu kuruluşlar yanında bir Türk survey kuruluşunu ihtiyacını ortaya atarak ve gerçekleşti­renlerden biri de Sadullah Bigat’tır. 

Gemi Mühendisleri Odası’nın 14 Ocak 1957 de yapılan umumi heyet toplantısında Loyd tasarısı görüşülür ve tasarının tadil edilmesi için on bir kişilik bir komisyon seçilir. Bu komisyonun hazırlamış olduğu tasarı 15 Şubat 1957 günü Gemi Mühendisleri Odası Fevkalade Umumi Heyet toplantısında ele alınır. Bu toplantıda anılan tasarının çeşitli maddeleri için yeni bir komisyon kurulur. 15 Mart 1957de ‘fevkalade umumi heyet toplantısında ise yeterli katılımın Sağlanmaması üzerine bir sonraki fevkalade umumi heyet toplantısı ancak 13 Eylül 1957’de toplanır. Toplantıda Türk Loydu’nun kurulması kararlaştırılır ve statüsü kabul edilir. Gemi İnşa Yüksek Mühendisi Zeyyat Parlar, Gemi Makineleri Yüksek Mühendisi Sadullah Bigat, Gemi Makineleri Yüksek Mühendisi Bahaeddin Elgiz, Gemi İnşa Yüksek Mühendisi Fikret GÖVÜL, Gemi inşa Yüksek Mühendisi Celal GÖZEN, Gemi İnşa Yüksek Mühendisi Doçent Kemal Karhan, Gemi İnşa Yüksek Mühendisi Ertuğrul Nişel, Gemi İnşa Yüksek Mühendisi Orhan Atlıman ve Gemi İnşa Yüksek Mühendisi İzzettin GÖĞEN’den oluşan Loyd Müteşebbis Daimi Komitesi kurulur. Uzun uğraşlardan sonra kurulun 1962 yılında Türk Loydu kurulur. Mehmet Sadullah Bigat  Türk Loyd’nda çeşitli dönemlerde daimi komite ‘de görev almıştır.

Mehmet Sadullah Bigat üyesi olduğu Gemi Mühendisleri Odası yönetiminde 1957 yılından başlamak üzere 1973 yılına kadar Başkan Yardımcısı, Genel Sekreter, Üye ve Onur Kurullarında görev almıştır.

            Mehmet Sadullah Bigat, Milli Gemi İnşa Sanayi’mizi geliştirmek, tersanelerimizin dünya pazarlarındaki yerini almalarına yardımcı olmak, özel sektöre ait tersanelere devletin destek ve teşviklerini sağlamak amacıyla gerekli girişimleri yapmak, tersanelerin müşterek sorunlarını ilgili merciler ile çözüme ulaştırmak, kamuoyunu bilgilendirmek, ulusal ve uluslararası kuruluşlarda, forumlarda ve diğer platformlarda Türk Gemi İnşa Sanayi Sektörü’nü temsil etmek ve sözcüsü olmak gibi görevleri yerine getirmek için Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) adlı kuruluşun kurulmasında da öncelik etmiştir.

İnsanlar doğan büyür ve ölürler bu her insan için geçerlidir. Bazı insanlar vardır bunlar ise ölümsüzdür.  Bunları ölümsüz yapan olay geride bıraktıkları eserlerdir. Mehmet Sadullah Bigat 94 yıl süren uzun yaşamının öğrenimle geçen süreleri hariç hep gemi inşa sektörün gelişmesine harcamıştır. İlkel koşullarda gemi inşa edilirken bu gün Tuzla’da modern tersanelerde gemi inşa edilmesinde onun katkıları inkâr edilemez. Türk Loydunun kurulmasında gelişmesinde ki katkıları,  gemi inşa sanayicilerinin sorunlarının dile getirilmesi baskı grubu oluşturması amacıyla Gisat’ın kurulması onun başka bir eseridir. 

Gemi İnşa Sanayinin gelişmesinde önemli rol oynayan Nedret Utkan, Mehmet Sadullah Bigat, Celalettin Erol gibi isimlerini sayamadığım bir elin parmakları kadar az olan bu kişileri gelecek nesillere tanıtmak ve adlarını ebedileştirmek için isimlerinin bir deniz vasıtasına veya denizcilikle ilgili bir eğitim kurumlarına verilmesi temennisi ile Gemi İnşa Sanayine yaptığı çalışmalarla bu sektörün gelişmesinde önemli rol oynayan Mehmet Sadullah Bigat’ı ölümünün birinci yılında rahmet ve minnetle anıyorum. 

İlginizi Çekebilir

Yorum yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir