Galata Rıhtımı 1895 yılında inşa edilmiş, gemiler bu rıhtıma yanaşmaya başlamışlardı. Bu rıhtımların üzerinde yolcu salonu gibi Yolcu Salonu üzerine yapılan ilk bina bu gün Türkiye Denizcilik Bankası A.Ş. Hastanesinin bulunduğu binadır. Bu binaların yapılış tarihi 1900 yılların başları olduğu söylenmektedir. Bu binaların altı Yolcu Salonları üstü ise Fransızlara ait İstanbul Rıhtım, Dok ve Antrepo Şirketi’ni İdare Merkezi Gümrük Binası gibi idari binalardır.Liman İşleri Umum Müdürlüğü haline getirdi. İstanbul Liman İşleri Umum Müdürlüğü bu sıkışlığın giderilmesi amacıyla öncelikle yazımın ilerleyen kısmında bahsedeceğim yeni yolcu salonu yapımı için çalışmalara başladı. 1937 tarihinde alınan bir karar ile de  Bilumum antrepoların rıhtımlar üzerinde tesisini teminen rıhtımlar üzerinde bulunan gümrük bürolarının toplu bir yerde bulunması amacıyla Çinili Rıhtım Hanı (Bu gün halen Gümrükler Baş Müdürlüğü’nün bulunduğu bina) Gümrükler idaresine devir ve terki amacıyla bir karar alarak bunu uygulamaya koydu. Gümrük bürolarının bulunduğu yerlerin antrepo haline getirilmesi ile de kısmen de olsa antrepo sorunu çözüme ulaştı. Ayrıca burada bulunan Liman İşletmesine ait büroların ise de Merkez Rıhtım Han’a (Bu günkü Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün bulunduğu bine)  taşınması için çalışmalara başlandı. Zihni Bilge’nin İstanbul Rıhtımlarının Tarihçesi adlı kitabında Çinili Rıhtım Hanın 1910-1911 senelerinde inşa edildiğini ve maliyetinin 733,000 franka mal olduğunu, Merkez Rıhtım Hanın ise 1912-1914 yıllarında inşa edildiğini 834,000 frank’a mal olduğunu yazmaktadır.

Yolcu Salonları denizden bakıldığı zaman Büyük Kubbeli kısım 1nci Sınıf Yolcu Salonu, Sol tarafından ise bir başka deyimle Tophane tarafında bulunan Kubbeli kısım ise 2 nci ve 3 ncü sınıf yolcu salonları idi 1930 yılın başında İstanbul Limanına gelen gemi sayısındaki artışberaberinde yolcu ve yük sayısında önemli ölçüde artış getirmiş ne rıhtımlar nede salonların kapasiteleri bu artışa cevap veremez duruma gelmiştir. Bu sıkışlığın giderilmesi amacıyla Tophane rıhtımı hizmete alınmıştır. Tophane Rıhtımı üzerinde Yolcu salonu inşa edilmiştir. Bu yolcu salonunda Hem Kılavuzluk Servisi hem de Denizyolları İşletmesi’nin Muhasebe Servisi bulunmaktaydı. Galat Rıhtımı’nı işletme imtiyazına sahip olan İstanbul Rıhtım, Dok ve Antrepo Şirketi’ni devletçe satın alınarak 23 Aralık 1934 tarih ve 2665 sayılı kanunla Maliye Vekâleti’ne bağlı, tüzel ki¬şiliğe sahip, İstanbulİstanbul Liman İşleri Umum Müdürlüğü Yönetim Kurulu 05.11.1936 tarihinde yaptıkları 41 sayılı toplantıda;  Galata’da inşası düşünülen yolcu salonu projeleri ihzar için bir müsabaka açılması amacıyla 07.11.1936 sabahından itibaren İstanbul’daki bütün Türkçe yayınlanan gazeteler ile Fransızca ve Almanca yayınlanan gazeteler ve Ankara’da yayınlanan Ulus gazetesinde 3 kez yayınlanmak üzere ilana çıkılması amacıyla karar aldı. Bu karar metninde Jüri heyetinin İktisat Vekâletince tespit ve tebliğ edileceği hususunda birde not bulunmaktadır. Aynı yıllarda yayınlanan Deniz dergisinde haber “İstanbul Limanı modern bir yolcu salonuna kavuşuyor “ başlığı altında yayınlanan haberde “Ticari ve coğrafi vaziyeti itibar ile beynelmilel bir mevkii olan ve tabii güzellikleri itibar ile de alemşumul şöhreti müsellem bulunan İstanbul Limanının mehhumunu ihraz edebilmesi malesif Cumhuriyet Hükümeti zamanına kadar ihmal edilmiş bir mevzu idi. İktisat Vekâleti kaybedilmiş zamanı telafi etmek ve bu itibarla da tasavvurlarını bir an evvel tahakkuk etmek azmindedir. Nitekim çok titiz bir etüt neticesi hazırlanan mesai programının tatbikine geçilmiştir. İdare bu programın ihtiva ettiği arasında olan ve memlekete ilk giriş kapısını teşkil eden yeni yaptıracağı “Yolcu Salonu “ işini ele almış, bu salon projesinin hazırlanması için bir müsabaka açmıştır. Müsabakaya giren san’atkarların 17 si Türk,4 ü de ecnebidir. Bunların tevdi ettiği 21 eseri tetkik için İstanbul Vali ve Belediye Reisi Muhiddin Üstündağ’ın başkanlığı altında tanınmış teknisyen ve idarecilerden mürekkep bir juri heyeti teşkil edilmiştir. Bu juri heyeti 19.02.1937 Cuma günü Güzel San’atlar akademisinde tefrik edilen dairei mahsusa da ilk toplantısını yaparak eserlerin tetkikine başlamış, 12.03.1937 Cuma günü son toplantısında da fotoğraflarını ve kimlere ait olduğunu tesbit ettiğimiz 3 birinci ve 4 ikinci olmak üzere 7 eser tefrik edilmiştir. Liman İdaresince bunlardan birinci ve ikincilere mükâfatlar tevzi edilmiştir. Diğer taraftan da bu mahalde yapılacak yolcu salonunun nihai projesini hazırlamak işini Yüksek Mühendis Mektebi Mimari Profesörü Debes’e vermiş bulunmaktadır. Profesörü Debes’in refakatinde müsabakada kazanan mimarlarımızdan biri tefrik edilecektir. Avan Projenin Mayıs 1937 nihayetinde Liman İşletmesine tevdi etmesi ve İdarenin de ihale ve sair muameleleri Tekemmül ettirerek ağustos 1937 nihayetinde inşaata başlanması mukarrerdir. Biz yolcu salonu müsabakasının tarzı tertibi, juri heyetinin işin ehemmiyetine layık bir intizam ve ciddiyetle vaki çalışmalarını ve bu işte Türk san’atkârlarını teşvik yolunda gösterilen canlı hassasiyeti yakinen gördükten sonra Liman İşletme İdaresi’nin mesai programına dahil çok çetin ve teknik safhaları olan diğer inşaat ve tesisat işlerini de Cumhuriyet Hükümeti tarafından her sahada gösterdiği inkılaba layık bir neticeye isal edeceğine ümit var bulunuyoruz. Liman İdaresinin bir memleket işi olan teşebbüslerinin İktisat Vekâletinin kıymetli direktifleri ile çok iye bir seyir takip etmesi memleketini seven her yurttaşın yüzünü güldürmektedir.” Denilmektedir. Yarışmaya katılan ve derece alan eserler şunlardır. 

Yapılan yarışma sonucunda jüri Mimar Rebi Garbon Yalı adlı eseri birinci olarak ilan edildi. Birinci olan Mimar Rebi Garbon’un yalı adlı eseri ile inşa edilen yolcu salonu arasında görülmektedir. Bunun nedeni ise “ şartnamede yukarıda da bahsettiğim gibi bu mahalde yapılacak yolcu salonunun nihai projesini hazırlamak işini Yüksek Mühendis Mektebi Mimari Profesörü Debes’e vermiş bulunmaktadır. Profesörü Debes’in refakatinde müsabakada kazanan mimarlarımızdan biri tefrik edilecektir.” Denilmektedir. Yapılan proje çalışmaları sonucunda 1937 yılında inşasına başlanır.

Yolcu salonu Galata Çinili Rıhtım han ile Merkez Rıhtım Han arasında bulunan Küçük Rıhtım Han, Panorama Han, Orta Han ve Maritime Han’ın yıkılması ile elde edilen arsa üzerine yapılmaya başlanıldı. Arsa deniz kenarında ve dolgu alan üzerinde bulunması nedeniyle arsa üzerine belirlenen yerlere fore kazıklar çakıldı sonra üzerine bina inşaatına başlandı. Yolcu salonu 01 Temmuz 1940 yılında hizmete açıldı. açılan bu modern yolcu salonunun kulesinde bulunan saat ise II Abdülhamit’in saatçisi olan Mustafa Şem’i tarafından yapıldı. 1870 İstanbul doğumlu, aileden saatçi. Babasının saatçi dükkânında yetişmiş. Kendisi de ömrü boyu sadece saatçilik yapmış. Çemberlitaş 26 numaradaki dükkânında 1955 teki vefatına kadar saat tamirinden kule, meydan, cephe saatleri yapımına kadar çeşitli işlerle uğraşmış. Dolmabahçe Sarayı’na da saat  yapmış. Cumhuriyetdönemi ve İnönü döneminde çok çeşitli şehirlere kule saati, İstanbul’daki farklı kurumlara meydan ve cephe saati, okullar için ana ve tali saatler yapmış. Osmanlı’nın son büyük saatçisi olarak bilinir ve son yaptığı  saat döneminde kendisinden istenen Denizcilik İşletmelerinin kule saatidir. Kendisi II. Abdülhamit devrinde sarayda saatçi başı olarak da çalışmış ve padişahın isteği üzerine Alman kralı II.Wilhelm ‘e bir saat yapmış,Wilhelm Mustafa Şem’i ‘nin yaptığı saati çok beğendiği için takdirname ve madalya ile ödüllendirmiştir.Mustafa Şemi Pek’in İstanbul’daki diğer eserleri Haydarpaşa Garı Cephe Saati, Haydarpaşa Lisesi Cephe Saati,İstanbul Üniversitesi giriş kapısının sağ ve sol tarafında bulunan cephe saatleri ile Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin kule saatleridir. Galata Yolcu Salonundaki kule saat 1999 yılında yerinden indirilmiş olup makinesi halen Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş Tarih ve Sanat Merkezi’nde sergilenmektedir.

Bu yolcu salonu uzun yıllar hizmet etmiş ve halende etmektedir. Yolcu salonunun üst katında bir lokanta bulunmaktadır. Bu lokanta önceleri dışarıdan bir kişi tarafından çalıştırılmakta iken 1950’li yılların başında Galatasaray’ın meşhur oyuncusu Leblebi Mehmet tarafından işletmeye başlanmış o zamanın en gözde yeri haline gelmiştir. Bu lokanta aynı zamanda Denizyolları İşletmesi ile Yalova Kaplıcaları tesislerine alınacak garsonların yetiştirilmesinde de okul görevini görmüştür. Liman Lokantası nefis yemekleri ve enfes manzarası ile uzun  yıllar popülerliğini muhafaza etmiştir. Açıldığı 01 Temmuz 1940 gelen ve giden Yolcuları  karşılayanlar ile uzaktan gelip uzun yıllar görmedikleri yakınlarına kavuşanların ve kısa süren bu kavuşma neticesinde ayrılmak mecburiyetinde kalan yolcuların sevinç ve hüzünleri içerisinde en sevinçli günün hangisi olduğu bilinmesi elbette ki mümkün değildir,  Ancak en hüzünlü günün 28 Aralık 1968 olduğu ise kesindir. Çeşitli kaçakçılık ve uyuşturucu madde kaçakçılığı sucundan İntenpol tarafından da aranan Ralp Gary Bouldin ve yananda bulunan kız arkadaşı Kaçakçılık Şubesi dedektifleri tarafından Beyazıt’ta yakalanıp o zamanlar kaçakçılık Şubesinin de bulunduğu Yolcu Salonuna getirilip ifadesi alınmak getirilmesinden sonra başlayan bir olay sonucunda Beyoğlu Emniyet Amiri Kemalettin Eröge Polis Memuru Ahmet Çetin Denizcilik Bankası Müşavirlerinden Sadettin Beksaç Liman Lokantası Ambar Memuru Kemal Barut Ralp Gary Bouldin’in kurşunlarına hedef olarak olay mahallende ölmüşlerdir. Polis Memurları Saadettin Şan, Tuncay Bora ve Güner Çevir ile Denizcilik Bankası Römorkör çarkçıbaşısı Yusuf Küçükayberk ise yaralanmıştır. Çatışma saat 15.30’da başlamış Ralp Gary Bouldin’in ölümü ile saat 19.00 sona ermiştir. olay kulaktan kulağa duyulmuş tüm İstanbul’ular Yolcu Salonunun bulunduğu Karaköy’e akın etmiştir. Buraya akın eden kişiler arasında bende vardım. polis geniş çapta emniyet çemberi oluşturduğumdan olayı bu günkü Denizbank Şubesinin bulunduğu yerden takip etmiştim. Silah sesleri duyuluyordu ne olduğunu anlamak mümkün değildi. Olayın ayrıntılarını o zamanlar akşamları çıkan gazetelerden öğrenmiştik. Olay günlerce İstanbul’da konuşulmuş olayın geçtiği Yolcu Salonu İstanbullular tarafından günlerce ziyaret edilmiştir Gangesteri yakalamak için kahramanca mücadele veren Kemalettin Eröğe’nin ismi İstanbul’daki bir polis kolejine verilerek ismi ölümsüzleştirilmiştir

İlginizi Çekebilir

Yorum yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir