Birinci Dünya Savaşının sonunda 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış, Ülke düşman istilasına uğramış Türklere Anadolu’nun ortasında ufak bir bölge bırakılmıştı. Bunu durumu içine sindiremeyen Türkler Mustafa Kemal Paşa önderliğinde düşmanlarını İzmir’den denize dökerek 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmuştur. Büyük bir mücadelenden sonra Anadolu’nun kara bağrında açılan o bembeyaz sayfayı, hasta adam denilen bir ülkenin gerçekleştirdiği devrimi anlatmak için çalışmalar başlamıştır. 1926 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi konu üzerinde hararetli tartışmalara olmuştur. Zamanın Ticaret Bakanı Ali Canani Bey aracılığı ile seyyar gemi projesi ortaya atılmıştır. Ancak bu teklif meclis tarafından gereksiz ve masraflı görülmüş ve meclis gündeminden çıkarılmak istenmişse Ali Canani Beyin çabaları Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ünde bu projeye destek vermesi ile proje meclis’ten kabul edilmiştir. Ve 100,000 TL bütçe tahsis edilmiştir. Ayrıca İstanbul Ticaret Odası ’da bu proje için 500,000 TL tutarında katkıda bulunmuştur. Bu sergi vapuru projesi yeni kurulmuş cumhuriyetin aynası olmaya çalışırken özellikle kendi topraklarında bazılarınca yerden yere vurulmuş, bazılarınca yokluklara rağmen desteklenmiştir. Kimilerince coşkularla karışlanmış, kimilerince soğuk. Bu duygular ile çalışmalar başlamış sergi için vapur seçimi yapılmış bu iş için 1905 yılında Hollanda’da ’inşa edilen ve 1924 yılında 4200 İngiliz Poundu karşılığında Hollanda’dan satın alınan Seyf-i Sefain’in en yeni vapuru S/S Karadeniz gemisi seçilir. Karadeniz gemisi 1926 Mart ayında Haliç Tersanesinde girerek sergi vapuruna dönüştürülmek üzere çalışmalara başlamış bu çağlaşmalar için Asıl Bey ve Naci Bey görevlendirilmiştir. Süratle tadiline başlanır. Sergi salonları, ziyaretçilere servis verilecek mekânların dekorasyonu zarif ve göz alıcı bir şekilde gerçekleştirildi. Öncelikle Gemi döneminde görülmeyen bir şekilde beyaz’a boyanmıştır. Baş tarafta bulunan 1 No’lu ambar sergi salonu haline getirilerek İnhisarlar İdaresi (Tekel). Ürünlerinin, Kütahya çini işlerinin, Hacı Bekir lokum ve şekerlemeleri, kehribar tespih, ağızlık, çeşitli takılar gibi hatıra objeleri yanında kuyumculuk sanatları, el dokumaları, Türk halı ve kumaşları ile antika eşyalar için ayrı ayrı özenle düzenlenmiş ve zarif kültürel bağlantılarla yorumlanan reyonlara dönüştürülmüştür. Kıç tarafta bulunan Sergi salonu haline getirilen 2 No’lu ambar’da “Numune Dairesi” haline getirilir. Burada Beykoz Kundura Fabrikası ürünleri, Bursa ipekli kumaşları ve Türkiye’nin çeşitli tahıl ürünlerinden örmekler sergilenmiştir.
Vapurun salonunda sergilenmek üzere tütünden, Kütahya çinisine, lokumdan, Bursa-Hareke kumaş ve halılarına kadar birçok ürün Avrupacın karşısına çıkması için hazırlanmıştır. Bu ürünlere ek olarak Ankara’nın tiftik keçisinin doldurulmuş bir örneği ilave edilmiştir. Ayrıca vapurun salonu ve birçok alanı ülkenin önde gelen sanatçılarına yaptırılan eserlerle donatılmış ve bununla da kalınmamış bir de heyet tarafından hazırlanan başlarında İstiklal Marşımızın da bestecisi olan Zeki Beyin olduğu bir orkestrada vapurda yerini almıştı. Sergilenen ürünlerin her birinin üzerine dört lisanda tanıtım etiketleri yerleştirilmişti. Kaptan olarak Gülcemal Vapuru ile Atlantiği geçme başarısı gösteren Seyr-i Sefain’in kaptanı Lütfi Kaptan atanmıştı. Robert kolejinden lisan bilen tercümanlarda vapurda yerini almıştı. Sergiye katılmak isteyen tüccar ve esnaf için Galata’da bir büro oluşturulmuş ve buna ek olarak tüccarlara amaçlar ve organizasyon hakkında bilgi verilmiştir.
Sergi vapuru için logosu olarakta İstanbul açıklarından uzaklaşan S/S Karadeniz Vapurunun önünde yürüyen ticaret ve haber tanrıçası Hermes, elindeki asası yerine Seyr-i Sefa idaresinin amblemi yerleştirilerek logo oluşturulmuştur. Sergi hakkında bilgi verici afişten, broşüre, basın ilanından, hatıra pullarına kadar her şey düşünülmüş ve hazır tutulmuştur. Vapurun ticari ürünleri sergilemek dışında önemli bir misyonu vardı. Bu misyon: bir imparatorluğun külleri üzerinden yükselmiş ve yüzünü modern bir dünyaya dönmüş genç bir cumhuriyeti Avrupa’ya tanıtmaktı. Bu nedenle geziye katılacak isimler önem arz ediyordu. Sergi reisi Rauf Bey olmak üzere, ilk kadın heykeltıraşlardan Nermin Halki, daha sonra ilk kadın milletvekili olacak olan Mebrure Hanım olmak üzere Türk aydını ve insanın yüzünü temsil edecek kişiler seçilmiştir. Bu aşamaya kusursuzca yürütülmüş bir organizasyon bilinçli ve örgütlü bir halkla ilişkiler çalışması halinde yürütülmüş olan bu seyyar sergi projesi Galata rıhtımından 3 ay sürecek olan yolculuğuna halkın büyük ilgisi ile uğurlandı. 12 Haziran 1926 S/S Karadeniz Vapuru Lütfü Kaptanın Süvariliğinde boğazın sularından ayrılırken çaldığı düdük sesleriyle 3 aylığına İstanbul’a ve Anadolu’ya Allah’a ısmarladık diyordu.
S/S Karadeniz gemisi İstanbul’dan hareket ettikten sonra Mudanya’ya uğrayarak kısa bir süre için de olsa Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı misafir etti. O sırada Gazi, Bursa’da bulunuyordu. Beraberindeki zevatla Mudanya’ya giderek S/S Karadeniz’i çıkarak sergi salonlarını en ince detaylarına kadar incelemiş inceleme sonucunda memnuniyetini belirterek gemiden ayrılmıştır.
S/S Karadeniz Gemisi Planlar dahilinde olmasa da ilk limanına uğrayarak kömür ikmali yapmak üzere 17 Haziran 1926 tarihinde Cezayir’in Bon limanına uğramış, bu ikmal süresinde vapur gezen halkın büyük ilgisini çekmiştir. 20 Haziran’da Barcelona’ya gelen Karadeniz gemisi, Barcelona Limanı’ya yaklaştığında rıhtımdaki kalabalık görülmeye değerdi. Barcelona seyahatinin ekonomik getirisi sınırlı kaldı. Türkiye ile İspanya arasında serbest ticaret anlaşması olmadığı için özellikle Hacı Bekir Lokumu’na hayran kalan İspanyollar gümrük vergisinden dolayı lokumları alamadı. 1 kutu lokum için lokum fiyatının 1.5 katı vergi isteniyordu. Buna isyan eden bir İspanyol gümrük memurlarının gözü önünde gemiden inmeden 1 kutu lokumu tek başına yedi. Böylece Uluslararası sularda vergi alamayan İspanyol gümrük memurları gemiden ayrıldı. Barcelona’da kaldığı süre içinde sergiyi on ikibin kişi ziyaret etmiştir.
23 Haziran Sabahı Barcelona’dan kalkan gemi 1 Temmuz 1926 tarihinde Fransanın Le Havre limanına uğramış, Karadeniz Vapuru, burada da büyük ilgiyle karşılanmış ve binlerce ziyaretçi tarafından ziyaret edilmiştir. Orkestra konseri vermek için hazırlattığı afişleri Le Havre’de dağıtması ve gerçekleştirdiği organizasyonla Fransız basının ilgisini çekmiş ve takdirini toplamıştır. Fransızların bu ilgisi vapur ekibini mutlu etmiştir. İspirto fabrikalarında kullanılmak üzere 100 vagon Türk mısırı ve Türk tütünü için anlaşmalar imzalanmıştır. Le Havre Paris’e sadece 3 saat tren yolculuğu uzaklıktaydı. Türk heyeti Paris’e de bir ziyaret gerçekleştirdi. Kafilede bulunan Özbek Tekkesi’nin eski şeyhi ve Kurtuluş Savaşı’nın isimsiz kahramanlarından Şeyh Ata Efendi Eyfel Kulesi’ni görünce belki de milli mücadele günlerinde İstanbul’dan Anadolu’ya kaçırdığı silahları da anımsayarak Eyfel Kulesi’ne çıkarak ezan okudu. Barcalona ve La Havre limanında sergiyi gezen ziyaretçi sayısı toplamı yirmibeşbin kişiyi aşmıştır. 4 Temmuz da Londra‘ya varan Karadeniz Vapuru, yanaştığı Limanın konumundan memnun olunmadı. Fakat İngiliz yetkililerin sıcak karşılaması bir süre sonra bu olumsuzluğu dağıttı. İngiliz Başbakanı Lord Curzon’un çok değil 4 sene önce Lozan’da İsmet İnönü’ye ‘bizden yardım istemeye geleceksiniz’ sözüne tokat gibi bir cevaptı Karadeniz Vapuru. Genç cumhuriyet yardım için değil İngiltere’ye mal satmak için Londra’daydı.Londra’daki katılım kafileyi memnun etti. Osmanlı Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Lord Orange 100 bankacıyla birlikte yatırım fırsatlarını konuşmak için gemiye çıktı. Londra’da tatsız bir olay da yaşandı… İngiltere 1920 yılından beri afyon satışını uyuşturucu madde olduğu gerekçesiyle ülkeye sokulmasını yasaklamıştı. Afyon bulundurmak suç olduğu için gemideki bütün ürünler didik didik tarandı. Ardından envanter listeleri çıkarıldı. İngiliz yetkililerin vapuru Londra’nın en ücra köşesine demir attırmasına rağmen sergi 6 günde 25.000 kişi tarafından ziyaret edilmiştir. Londra’da ayrılmadan önce geminin ihtiyacı olan yedi yüz ton kömür alınmak istemiş ancak kömür işçilerinin grevde olması nedeniyle elli ton kömür alınabilmiş imdada Gemi Acertesi MR Oliviye imdada yetişmiş Amsterdam’da kendi gemileri için hazırlanan kömürleri Karadeniz gemisine verileceğini bildirmesi üzerine gemi limandan ayrılmıştır. Bir sonraki durak Amsterdam’a uğranmasının Hollanda için yarı bir önemi vardı. Çünkü Karadeniz vapuru Amsterdam tersanesinde inşa edilmişti. Gemi rıhtıma yanaşmadan deyim yerindeyse bir insan seli vardı. 10 Temmuz’da Amsterdam limanına varmış ve burada da Limanın en müstesna yeri olan Vester Dok denilen bir yere yanaşmış. Burada Riyaset-i Cumhur orkestrasının Vondel Park’ta verdiği konseri 8 bin kişi izlemiştir. Kaldığı üç gün içerisinde 20.000 kişi tarafından ziyaret edilmiştir. . 14 Temmuzda Hamburg limanına varan Karadeniz Vapuru, görkemli bir şekilde karışlanmıştır. Bayraklar ve tezahüratlar eşliğinde limana demir atmış ve binlerce kişi tarafından ziyaretçi akınına uğramıştır. Ürünlerinin birçoğu için ticari anlaşmalar imzalamıştır. 21 Temmuz 1926 tarihinde Stockholm Limanına gelen Karadeniz Sergi gemisi limanın güzel bir yerine bağlanan Karadeniz gemisi burada da ziyaretçilerin akınına uğramıştır. 23 Temmuz akşamı gemide verilen Balo İsveç basınında geniş olarak yer almış, Balonun görkemine anlata anlata bitirememişlerdir. Stockholm kalınan bu üç günde gemiyi 7500 kişi ziyaret etmiştir. 26 Temmuzda Helsinki limanına varan sergi vapuru, yağan yağmura rağmen limanda bekleyen binlerce kişi tarafından coşkuyla karşılanmıştır. Türkçe olarak ‘’Gardaşlarımız gelmiş’’ diye bağıranlar dahi olmuştu. Bu kişiler Rusya’dan sürgün edilen Kazan Türkleriydi. Geminin rıhtıma yanaşmasından sonra Finlandiya Dış İşleri Bakanı Başkanlığında bir heyet tarafından hoş geldin ziyaretinde bulunmuşlardır. Gemi burada da ziyaretçi akınına uğramış geminin kalkacağı son gün Rıhtım üzerinde bulunan on binlerce kişi gemiye gezebilmek için nöbet bekliyorlardı. Ziyaretçi akını gemide izdiham sebebiyet verdiği içinde çıkan kadar insan içeri alınarak bu izdiham önlenmiş olmuştur. Gemi Helsinki Limanından ayrılırken binlerce Finlandiyalı gemiyi yolcu etmek için rıhtımı doldurmuş gelenler gemiyi beyaz mendil sallayarak yolcu etmişlerdir.29 Temmuz Leningrad (Petrograd) limanına varan Karadeniz Vapuru, yetkililer tarafından titizlikle aranmış belli kısıtlamalara tabi tutulmuştur. Bu arada haberleşmeyi engellemek içinde Telsiz dairesi kilitlenmiş gemide bulunan fotoğraf makinaları toplanarak mühürlenmiş geminin kasasında bulunan paralarda ayrı ayrı not edilmiştir. Yetkililerin halka engel olmasına rağmen vapura günde 9.000 civarında ziyaretçi akın etmiştir. 30 Temmuz günü Limandan kalkış zamanı gelmiş, kitlenen telsiz dairesi açılmış fotoğraf makinaları iade edilmiş kasadaki paralar tekrar kontrol edildikten sonra da gemi limandan ayrılarak, , İstanbul’a dönüş yolculuğunu başlanılmıştır. Dönüş yolunda 1 Ağustos 1926 tarihinde Polonya’nın Danzig (Gdansk) limanına uğranılmıştır. Her limanda girişi ve kalkışında canlı karşılama ve uğurlama gören Karadeniz gemisini burada az sayıda insanlar karşılayınca gemide bulunanlar buna bir anlam verememişlerdir. O dönemde Serbest bir liman olan Danzig nüfusunun yüzde doksan altısı Alman yüzde dörtlük kısmı ise de Polonyalıdır. 1922 yılında imzalanan Versay Anlaşması ile Almanya’da alınarak serbest bir liman haline getirilmiştir. Gemiyi ziyarete gelen zamanın Warşova Büyükelçisi ünlü şairimiz Yahya Kemal üç günden birinin Danzig (Gdansk) limanının sekiz mil kuzeyinde olan Gdynia limanına gidilmesi talimatı verilmiştir. Gdynia Limanına girerken Karadeniz Gemisini üç adet savaş gemisi karşılamış limana kadar da refakat etmişlerdir. Gdynia limanında o zamanlar rıhtım olmaması nedeniyle gemi açıkta demirlemiştir. Geminin demirlemesinden sonra gemiye ziyaretçi akını başlamış ziyaretçilerin gemiye giriş ve çıkışlarını kolaylaştırmak amacıyla da gemide bulunan üç iskeleyi indirerek giriş ve çıkışları kolaylaştırmışlardır. Burada ki ilgi ve alaka Karadeniz gemisinde bulunanları çok mutlu etmiştir. Geminin kalkış zamanı gelmesine rağmen ziyaretçiler gemiden ayrılmak istememiş bu durum gemi personelini zora soksa da ziyaretçiler ağlayarak gemiyi terk etmişlerdir. Sabah gemi kalkmaya hazırlanırken bin ateşçi Gemi Kaptanına gelerek yattığı ranzanın altında bir adamın saklandığını söylemiş kalkış manevraları yarım bırakılarak kaçak yolcuyu bulmuşlar kaçak yolcu geçim sıkıntısı nedeniyle Kopenhag’a gitmek istediğini söylemiş durum Liman yetkililerine bildirilmiş sığınmacı kişi liman yetkililerine teslim edilmiştir. Liman yetkililerine gemide yarım saat daha kalmalarını gemide genel bir arama yapacaklarını söylenmiş yapılan aramalarda cankurtaran filikalarına sarılmış iki kişi daha bulunmuş bunlarda liman yetkililerine teslim edildikten sonra gemi yeni rotasına hareket etmiştir.
Karadeniz Gemisi 05 Ağustos 1926 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag’ın limanıma girdi. Geminin resmi muameleleri uzun sürmedi Türk ve Danimarka Bayrakları ile süslü ve Türk ve Danimarka marşlarının çalındığı gemiye binlerce Danimarkalı akın etti. Rıhtımda binlerce bisiklet bulunuyordu. 6 Ağustos’ta gemiyi zamanın Danimarka Dışişleri Bakanı Fon Molkete ziyaret etti Satış dairesi Kapalıçarşı misali çok kalabalıktı en rağbet edilen yerler Tekel Pavyonu, Hacı Bekir ve Kahribarcı Ali Babanın dükkanı rağbet gören yerlerdi. Bu arada Danimarka Dışişleri Bakanı Fon Molkete evinde gemide bulunan heyete öğle yemeğine davet etmiş bu davet ve sergi gemisi Danimarka gazetelerinde yer almıştır. Aynı gün gece’de Türk heyeti gemide bir balo tertipleyerek bu ceste karşılık vermişlerdi. 8 ağustos gece saat 02.00 Kopenhag’ın limanından ayrıldı. 09 Ağustos 1926 tarihinde Belçika’nın Anvers Limanına girildi. Sabah saat sekizde sergi açıldı Halk sergiye tek tük gelmeye başladı. Saat 10,00’da geminin güvertesinde orkestra bir konser vermeye başladı konser Belçikalıların ilgisini çekti. Sergiye ilgi diğer limanlar kadar ilgi olmadı iki günde gemiyi binbeşyüz kişiye yakın kişi gezdi. Anvers Limanından hareket etmek için suların yükselmesini bemleyen gemi suların yükselmesiyle gece yarısı 2060 millik Marsilya Limanına yolculuğuna başlamış oldu. 21 Ağustos 1926 tarihinde Karadeniz Gemisi Marsilya Limanına girdi. Gemi Marsilye Limanına girdiği zaman İstanbul’dan bir telsiz alır Telsiz emrinde Marsilya’ya uğramamalarımı söylenmektedir. Bu emir Gemi limana yanaştıktan sonra geldiği için emri yerine getirmek mümkün olmadı. Bu emrin nedeni ise Bozkurt-Lotus gemilerinin çatışmasında Lahey Adalet Divanı Türkiye lehine karar vermesi Fransızları çileden çıkarmış bu karar Marsilya’da mitinler düzenlemişler. Bu olumsuz tabloya rağmen Fransız yetkilileri gemiyi büyük bir nezaketle karşılamışlardır. Sergi için gemiye girecek art niyetli kişilerin olabileceği düşüncesi ile gemide olağan üstü önlemler alınmıştır. Gemi Marsilya’da ziyaret sönük geçmiş yalnız hareket günü biraz yoğunluk görülmüştür sergiyi tahminen binbeşyüz kişinin gezdiği tahmin ediliyor. Karadeniz gemisi 23 Ağustos 1926 tarihinden Marsilya’dan Cenova’ya hareket etti. 24 Ağustos 1926 tarihinde Karadeniz Gemisi Cenova Limanına girdi. Burada İtalya Hükümeti adına gelenleri İtalyan marşları ile karşılandı. Geminin yanaşmasından iki saat sonra sergiye halkın ziyareti başladı. 26 Ağustos 1926 tarihinde Karadeniz gemisi Cenova’dan Napoli’ye gitmek için hareket etti. Karadeniz gemisi 28 Ağustos 1926 tarihinde Napoli’nin açıklarına geldi. Napoli limanında ’da gemide Türk ve İtalyan marşları çalındı. Ziyaretçi sayısı Cenova limanına göre daha canlı idi sergiyi Ziyaret edenlerin sayısı ikibin kişi civarında idi. Artık rota Anavatandı 86 günde 10.000 mil yol alıp yüz binlerce insanlın karşılayıp gezdiği Karadeniz Gemisi, bu süre içerisinde 12 ülkede 16 şehri ziyaret etti. Hareketinden 3 ay sonra 5 Eylül 1926 tarihinde ayrıldığı İstanbul’a döndü.
Avrupa’ya daha düne kadar hasta adam dedikleri Türklerin kısa bir zaman içerisinde ne yaptıklarını ve neler yapacaklarını gösterdi.
Karadeniz gemisi müze hale getirilmeli. Çok güzel bir yazı. Hakikaten merak ettim: Karadeniz gemisi bugün nerede?