1947 yılında uygulamaya konulan, bugün adı Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş. olan Devlet Denizyolları ve Limanları Umum Müdürlüğü’ne Marshall Planı çerçevesinde 1948–1952 yılları arasında ayrılan 33.693.970 dolar ile alınan deniz vasıtalarının arasında üç kardeş gemi, Ordu – Giresun – Trabzon adlı yolcu gemileri de bulunmaktadır. Alınan bu üç kardeş gemi Danimarka’da / Nakskov, Nakskov Skibs A / S / Tersanesi’nde Şili Devleti’ne ait Sud America a de Vapores Valpareiso adına yolcu ve yük gemisi olarak inşa edilmişlerdir. Bu gemilerden M/S Ordu M/S Capoapo adı ile 1937 yılında, M/S Giresun M/S Aconcagua adıyla, M/S Trabzon ise M/S Imperial adı ile 1938 yılında ise inşa edilmiştir.
Bu üç gemi 1940 yılında Amerika Birleşik Devletleri tarafından satın alınır. İkinci Dünya Savaşı sırasında Kara Kuvvetleri hastane gemisi olmuştur. Hastalar, yaralılar, ameliyatlar, ölüler… Savaşın acılı olayları yaşanır. Savaş biter. Gemi artık misyonunu tamamlamıştır. Bu üç gemiye Devlet Denizyolları ve Limanları Genel Müdürlüğü talip olur. Gemiler Amerika Birleşik Devletleri’nde büyük bakım ve onarımdan geçerek teslim alınır. M/S Ordu Kaptan Sıtkı Baler’in idaresinde, M/S Giresun Kaptan Seyfi Gökmen idaresinde ve M/S Trabzon ise Kaptan Necdet Or idaresinde Türkiye’ye getirilmiştir.
Teknik özellikleri şöyledir:
M/S GİRESUN: Boy 134,26 m eni: 17,68 m, Draft boş 4,38 m, dolu 7,17 m, Groston: 6790, Net Ton: 4803 DWT: 4685 Hız: 14 mil 545 ton kapasiteli tatlı su tankı, 1384 ton kapasiteli Motorin tankı vardı.
Servis sürati ile günlük yakıt sarfiyatı 21 ton tahmil ve tahliyelerde ise 3 ton yakıt sarfiyatı vardı. 1 adet motorlu 10 adet normal olmak üzere 11 adet can filikası mevcuttu.
Yolcu Kamaraları ve Yatak Adedi:
Hususi 4 kamara, 11 yatak
I.Mevki 46 kamara, 102 yatak
II.Mevki 26 kamara, 105 yatak
III.Mevki 6 kamara, 352 yatak
TOPLAM 82 kamara, 573 yatak bulunmakta idi ayrıca kısa seferlerde yazın 186 kışın ise 7 güverte yolcu kapasitesi vardı. Gemide 100 personel görev yapmakta idi.
M/S TRABZON: Boy 134,26 m eni: 17,68 m, Draft boş 4,38 m, dolu 7,17 m, Groston: 6790, Net Ton: 4803 DWT: 4113 Hız: 14 mil 545 ton kapasiteli tatlı su tankı, 1384 ton kapasiteli Motorin tankı ve 7 ton kapasiteli ’de fueloil tankı vardı servis sürati ile günlük yakıt sarfiyatı 21 ton tahmil ve tahliyelerde ise 3 ton yakıt sarfiyatı vardı. 1 adet motorlu 10 adet normal olmak üzere 11 adet can filikası mevcuttu.
Yolcu Kamaraları ve Yatak Adedi:
Hususi 4 kamara, 9 yatak
I.Mevki 46 kamara, 108 yatak
II.Mevki 26 kamara, 104 yatak
I.Mevki 6 kamara, 352 yatak
TOPLAM 83 kamara, 570 yatak bulunmakta idi ayrıca kısa seferlerde yazın 336 kışın ise 107 güverte yolcu kapasitesi vardı. Gemide 100 personel görev yapmakta idi.
M/S ORDU: Boy 134,26 m eni: 17,68 m, Draft boş 4,50 m, dolu 7,20 m, Groston: 6790, Net Ton: 4525 DWT: 4113 Hız: 14 mil 545 ton kapasiteli tatlı su tankı, 1384 ton kapasiteli Motorin tankı vardı. servis sürati ile günlük yakıt sarfiyatı 21 ton tahmil ve tahliyelerde ise 3 ton yakıt sarfiyatı vardı. 1 adet motorlu 10 adet normal olmak üzere 11 adet can filikası mevcuttu.
Yolcu Kamaraları ve Yatak Adedi:
Hususi 4 kamara, 10 yatak
I.Mevki 46 kamara, 102 yatak
II.Mevki 26 kamara, 100 yatak
III.Mevki (A) 6 kamara, 90 yatak
III.Mevki (B) 6 kamara, 261 yatak
TOPLAM 82 kamara, 563 yatak bulunmakta idi ayrıca kısa seferlerde yazın 220 kışın ise 30 güverte yolcu kapasitesi vardı. Gemide 100 personel görev yapmakta idi.
Bu üç gemi de inşa edildiğinde 7,400 B.H.P Burmeister & Wain marka dizel motorları vardı. Bu motorların sık sık arıza yapmaları nedeniyle bu üç geminin Ana Makineleri ve yedekleri 1958 yılında İtalya’dan temin edilen 2,380050 Amerikan Doları kredi ile Sosiete per Azino Fiat Stabilimento Grandi Motor firmasından üç adet 6600 BHP gücünde Ana Makine alınmıştır. Bu ana makineler İtalyan Nevali Meccaniche Affini firması tarafından 292,500 Amerikan Doları karşılığında montajı yapılmıştır. Bu gemilerden önce M/S Trabzon ana makineleri, 1959 yılında sonra M/S ORDU ve M/S GİRESUN ana makinaları ise 1960 yılı başlarında değiştirilerek seferlerine başlamıştır.
Bu üç gemi genellikle Karadeniz ve İzmir hatlarında dönüşümlü olarak çalışmaya başlar. Bunlardan Karadeniz sürat postası, her hafta salı günü saat 10,00’da İstanbul’dan kalkar; Zonguldak, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon ve Hopa’ya uğrar. Yükünü, yolcusunu boşaltır. Hopa’dan dönüşe geçer ve aynı limanlardan yük ve yolcu alıp aynı haftanın pazar günü İstanbul’a dönerdi. Bir diğeri ise İstanbul, Akçakoca, Ereğli, Zonguldak, Amasra, Kurucaşile, Cide, İnebolu, İlişi, Abana, Çatalzeytin, Türkeli, Ayancık, Sinop, Samsun, Ordu, Ünye, Fatsa, Görele, Tirebolu, Rize, Hopa’ya uğrayarak Karadeniz Aralık Postası yapardı. Bu Posta 14 gün sürerdi. Bir diğeri ise İstanbul-İzmir Seferi yapardı. Giresun gemisi kiralık olarak bulunduğu bir sırada Amerika Birleşik Devletlerini gitmişti. Bu gemiler Truva feribotu’nun inşasına kadar İstanbul –İzmir-Pire-Venedik ve Trieste seferleri yaptı.1962 yılında Giresun ve Trabzon gemileri kiralık olarak haç seferleri yaptı.
Birçok kişinin anısı vardır bu gemilerde. Demokrat Partisi, Adalet Partisi ve Doğru Yol Partisi’nde Belediye Başkanlığı, milletvekilliği ve Bakanlık yapan Merhum İsmet Sezgin’in de unutamayacağı bir anısı vardır. Yıllarca aynı yastığı baş koyduğu ve Merhume eşiyle M/S Ordu gemisinde tanışmış ve bu anısını Sabah Gazetesinde Yavuz Donat’a anlatmıştır: “55 yıllık eşini, ilk flörtünü, büyük aşkını kaybeden “İsmet Abi” derin bir iç geçirdi, gözündeki yaşı sildi ve “öğrenciyken İzmir’de tanışmıştık” diye söze başladı; ‘Saadet, Kız Eğitim Enstitüsü’nde okuyordu, ben İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinde. Atina’da Türk sporcularına saldırı olmuştu. Onu protesto ediyorduk. İşte o mitingde tanışmıştık’. Alsancak İskelesi o günlerden bir anı… Aydın’a gitmiş İsmet Sezgin. ‘1,5 ay sonra döneceğim’ demiş. Ama işi uzamış, İzmir’e dönüşü gecikmiş. Saadet Hanım da ‘Demek İsmet gelemeyecek’ diye düşünerek bir arkadaşı ile birlikte, İstanbul’a gezmeye gitmeye karar vermiş. Gerisini İsmet Ağabey anlatsın; ‘Aydın’dan İzmir’e gelip hemen Saadet’i aradım… Yoktu… Arkadaşları dedi ki, İstanbul’a gidiyor. Hemen Alsancak Vapur İskelesi’ne koştum’. Aşkın gözyaşları… İsmet Ağabey, vapur iskelesine vardığında “Ordu Vapuru” da demir almış, yavaş, yavaş uzaklaşmaktadır. Saadet Hanım vapurdan inmek ister, inemez. İsmet Ağabey vapura binmek ister, binemez. İki sevgili, yaşlı gözlerle, birbirlerine mendil sallarlar. Gemi uzaklaşınca İsmet Ağabey günlerce üzgün gezer ve sonra bir gün parka giderek ağacın altına oturur, kağıt kalemi çıkarır ve başlar yazmaya… Bu sevgilisine yazdığı ilk şiirdir…
YALNIZ SOKAKLAR ORDU VAPURU
Bir parça götürüyor benliğimden
Ordu Vapuru
Bütün anılarımla birlikte
Beni de sürüklüyor peşinden
En tatlı tutkularımın
Bir buçuk aylık hasretimin
Ve onun
Ardından bakakalıyorum
Yalnız vücudum dolaşıyor sokaklarda
Yalnız sokaklar benim arkadaşım
Bir onlar anlıyor halimden
Bir ben biliyorum kendimi
Bu yaşanası dünyada
Her gün yeniden ölüyor
Yeniden diriliyorum
İstanbul’da muhasebecilik yapan 52 yaşındaki Mehmet Uzunoğlu’nun bir başkadır M/S Ordu gemisindeki anısı. Karadeniz’e sefer yapan Denizcilik Bankası T.A.O.’nın ”Ordu Vapuru”nda dünyaya gelen Mehmet Uzunoğlu’nun nüfus kâğıdında, doğum yeri ”Ordu Vapuru” yazıyor. 12 Temmuz 1951’de, Karadeniz seferini yapan ”Ordu Vapuru” ile Giresun’a giderken, fırtına nedeniyle korkan annesinin, kendisini vaktinden birkaç gün önce vapurda dünyaya getirmiş olduğunu, doğumunun vapurda olması nedeniyle de nüfus cüzdanında doğum yeri kısmına ”Ordu Vapuru” yazıldığını anlatır; ”Doğum olan vapurlara beyaz bayrak asılırmış. Giresun Limanı’nda annemi karşılamak için bekleyen amcam, vapurun direğinde beyaz bayrak olduğunu görünce benim dünyaya geldiğimi anlamış”.
Doğum yeri konusunda çoğu zaman zorluklarla karşılaştığını belirten Uzunoğlu, anısına şöyle devam ediyor. ”Askerliğimi yapana kadar doğum yerim ile ilgili bir olumsuzluk yaşamadım ancak, askerliğimi yaptıktan sonra sık, sık olumsuzluklarla karşı karşıya kaldım. Bu olumsuzluklar en çok banka ve devlet dairelerinde karşıma çıktı. Bana doğum yerimi sorduklarında Ordu Vapuru deyince, -‘hangi ile bağlı, ilçe mi, nahiye mi?’ diye soruyorlar. Ya da doğum yerimi Ordu olarak yazdılar. Bundan 15 yıl önce Giresun’dan bana bir koli gönderilmişti. PTT memuru, doğum yerimden dolayı bana koliyi vermedi, muhtardan nüfus cüzdanı suretiyle ikametgah kağıdı getirmemi istedi. Onları götürerek koliyi alabildim. Bu tür sorunlarla 32 yıldır mücadele ediyorum. Doğum yerim Ordu Vapuru, ama nüfus kütüğüm Giresun’da bulunuyor.” diyen Mehmet Uzunoğlu, vapurda dünyaya gelmesinin kendisini adeta denizle bütünleştirdiğini de kaydederek, “Denize tutkunum. Denizden uzak bir yerde herhalde yaşayamam. Hava rüzgarlı da fırtınalı da olsa İstanbul’da ulaşım için genellikle deniz yolunu kullanıyorum. Çünkü denizde büyük huzur buluyorum. Deniz ürünlerini yemeyi de çok seviyorum” diyor anılarında.
M/S Ordu vapurunda anısı olan bir kişide Kaptan Refik Akdoğan. Refik Kaptan’ın anısını Merhum Kaptan Oktay Sönmez’in “Anılarda Gemiler” adlı kitabında okumuştum. Çok hoşuma gitmiştir. Kelimesi kelimesine aynen aktarıyorum, Kaptan Oktay Sönmez’in nefis anlatımıyla… “Böyle bir pazartesi günü elimde bavulum, cebimde ordinom gemiye geldiğimde ilk üçüncü kaptanı gördüm. Refik Akdoğan (Pat Refik). Geminin eskilerindendi. Bana gemiyi tanıttı. Köprü üstünü gösterdi. Koskoca gemiydi. Merdivenler; koridorlar kat, kat güverteler, salonlar vs. S/S Mersin’den sonra ‘köyden indim şehre gibi bir duyguydu, bir keyifti yaşadığım. Sonra da hemşeri çıktık. Ordu’luymuş. O gün anlatmıştı. Evlenince Ordu’da yayınlanan yerel gazetede “Ordu’lu Refik Kaptan, Ordu Limanı’nda, Ordu gemisinde, Ordulu bir kızla evlendi” diye hoş bir haber de çıkmış. Bana kamaramı gösterdi. Yerleştim. “Sen çok yaşa Refik Kaptan. Denizcilikle ilgili yazdığın sayısız kitaplarla, dünya var oldukça, denizlerde gemiler çalıştıkça sonsuza kadar yaşayacaksın. Size eşinizle birlikte sağlıklı, huzurlu nice nice yıllar dilerim
Bu gemilerde önce M/S Ordu Gemisi denizlere veda etti. Geminin aramızdan ayrılışı biraz hüzünlü olmuştu. 11 Ekim 1969 günü Kaptan Muhittin Resen idaresindeyken Kurucaşile açıklarında çıkan yangın onun sonunu getirmişti. Hasar çok büyüktü, tamir kabul etmez bir haldeydi. Filodan çıkartıldı ve sonra 30 Mart 1970 tarihinde Marmara Transport’a satıldı. Aliağa’da söküldü… Sonra M/S Giresun, 1970’li yılların ortalarında denizlere veda etti. M/S Trabzon ise 19 Ekim 1967’de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na devredilince Erkin II ( A – 599) (A – 591) adı verildi. Karargâh ve okul gemisi haline getirildi. Denizaltı Ana Gemisi olarak kullanılırken, 1982’de çıkan bir yangında elden çıktı. Aliağa’da sökülmüştür.
Hello. I’d like to know where you got the information from? I’m interested to know your sources.