Bu gün adı Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş 1843 yılında “Fevaidi Osmaniye ” adı altında Seval-i Mütacavire (Civar Kıyılar) Sevahil-i Karibe (Yakın Limanlar) Sevahil-i Baide (Uzak Limanlar ) arasında sefer yapmak üzere Kurulmuştur. 1870 tarihinde İdare-i Aziziye, 1878 yılında İdare-i Mahsusa. 1910 tarihinde Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi, adlarını aldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile 1924 yılında Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi adı aldı1933 yılında 3 bölünerek AKAY, Denizyolları ve Fabrika ve Havuzlar, Müdürlükleri adlarını aldıktan sonra 1937 yılında Denizbank, 1939 yılında Devlet Denizyolları İşletmesi Umum Müdürlüğü, 1944 yılında Devlet Denizyolları ve Limanları İşletme Umum Müdürlüğü, 1952 yılında Denizcilik Bankası T.A.O,1983 yılında Türkiye Denizcilik Kurumu, 1984 yılında Türkiye Denizcilik İşletmeleri, 1994 yılında ise Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş adını almıştır. Bu kuruma 1941 yılında Haliç Hattında sefer yapan Haliç Vapurları Şirketi, 1945 yılında ise İstanbul Boğazı’nda imtiyaz alarak safer yapan Şirket-i Hayriye, bağlanmıştır.
Türkiye Denizcilik İşletmeleri Kurulduğu 1843 yılından bu yana gemi işletmeciliği, 1924 yılında Kılavuzculuk ve Römorkörcülük, 1929 yılında Tersanecilik, ve Yalova Termal İşletmesi 1937 yılında Liman İşletmeciliği,İzmir ve Van Gölü Bankacılık,(Faaliyete geçmemiştir) Gemi Kurtarma, Kıyı Emniyeti, 1940 yılında Lokantacılık, 1952 yılında Bankacılık faaliyetlerde bulunmuştur. Bu faaliyetleri içerisinde Türkiye’nin kalkınmasında Sosyo Ekonomik yapısında önemli rol oynamıştır.
İdare-i Mahsusa döneminde 1877-1878 Osmanlı-Rus harbinde savaşın finansmanlığını desteklemek için yardımda bulunmuştur. Aynı yıllarda gerek mali durumun bozukluğu gerekse savaşın yarattığı sıkıntı devletin halktan imkânlar ölçüsünde yardım istemesine sebep olmuştur. Bu kampanya ya İdare-i Mahsusa çalışanları da katılmıştır. Kaptan,Çarkcı,tayfa ile memurları savaşın başından sonunu kadar maaşlarının % 10’nu iane olarak bağışlamışlardır. toplanan para 1000 keseye yakın bir meblağa ulaşmıştır. İdare’nin yine bu türden olağanüstü durumlar ve olaylara da maddi destek sağlamışlardır. 1893 yılında Kadıköy’de meydana gelen yangına da İdare-i Mahsusa 300 lira yardım etmiştir.İdare-i Mahsusa döneminde 1895 yılında kurulan Darülaceze’nin giderlerini karşılamak için daimi bir gelire ihtiyaç bulunmaktaydı. İdare-i Mahsusa 1896 yılından 1901 tarihine kadar Darülacezeye her yıl 300,000 kuruş ödedi, 1901 yılında sonra ise günlük gelirden belli bir miktarın verilmesi esası getirilmiştir, bu gelir ile Darülaceze’nin faaliyetlerini günümüze kadar sürdürmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Osmanlı
İmparatorluğundan günümüze kalan tek müessese olan Türkiye Denizcilik
İşletmeleri Birinci Dünya Savaşında Türk ordusuna büyük lojistik destek
sağlamıştır. Çanakkale’de hastane gemisi olarak görev yapan ancak
beyaza boyanmayıp üzerine Kızılay arması da bulunmayan Halep gemisi
yüzbaşı Martin Eric Dunbar Nasmith komutasındaki İngiliz E-11 deniz altısı
tarafından batırılmıştır. Ayrıca aynı denizaltı Gülcemal Vapurunu yaralamış ve
Gülcemal gemisini bir müddet seferden mahrum bırakmıştır. Doğu cephesini
için Bandırma ve İstanbul limanlarında yükledikleri Silah, mühimmat, elbise
yiyecek ve demonte uçakları Doğu Cephesine iletilmek üzere Trabzon Limanına
götürmek için hareket eden Bezm-i Alem Bahr-i Ahmar ve Mithatpaşa gemileri
Karadeniz Ereğlisi açıklarında Ruslar tarafından batırılmıştır. Bu gemilerin
batırılması lojistik destekten yoksun kalınması Sarıkamış harekatı olumsuz
yönde etkilemiştir. Türk tarihinin en acı yenilgilerinin birisi alınmış
sayıları binlerle ifade edilen asker şehit olmuştur. Bu
gemilerde bulunan personelin bir kısmı kurtulmuş, bir kısmi şehit olmuş bir
kısmı ise Ruslara esir düşerek Sibirya’ya sürgüne gönderilmiştir. Sibirya’da
6.5 yıl esaret yaşayıp kaçarak olarak Türkiye’ye gelen1913 mezunu Kaptan Mehmet
İhya Görgün ‘ün oğlu Prof.Dr Bedrettin Görgün’ün derlediği yapı kredi
yayınlarından çıkan Bir Gemi Katibinin Esaret Anıları isimli bir kitap
bulunmaktadır. Kurum aralarında Halep,Bezm-i Alem,Mithatpaşa, Bahr-i Ahmar
gemileri dahil olmak üzere I.Dünya Savaşında 28 gemisini kaybetmiştir.
Kurtuluş Savaşına İstanbul’un işgal edilmesi nedeniyle Donanmaya ait hiçbir gemi iştirak etmemiştir. Kurtuluş Savaşı sırasında bu kuruma bağlı Alemdar Kurtarma gemisi ve Gazal Römorkörü Karadeniz de Rusya’dan silah ve mühimmat taşımıştır. Ayrıca Karadeniz Sahilinde gezinerek Karakol gemisi görevini yürütmüşlerdir. Savaşın kazanılmasında önemli rol oynamıştır. Bu görev sırasında Gazal Römorkörü Urania adlı Yunan bayraklı bir gemiyi teslim almış ve teslim alınan bu gemi Galata adı ile kurumumuz filosunda görev yapmıştır.
Kurumumuz 1974 yılında Kıbrıs Harekâtında yer almıştır. Kurumu ait Truva Feribotu savaşa fiilen iştirak etmiş o zamanda gemide bulunan tüm personel gazi ilan edilmiştir.
Bilindiği üzere Atatürk’ü Samsuna götüren Bandırma gemisi bu kurumun ait bir gemidir. Yine bilindiği üzere Padişah II Abdülhamit zamanında alınan Ertuğrul yatı ile Atatürk için satın alınan Savarona yatları bu kurumumuza ait gemilerdir. Ertuğrul yatı 1959 yılında sökülmüş, Cumhurbaşkanlığı’na ait Savarona yatı ise 1951 yılında devrin Cumhurbaşkanı Celal Bayar tarafından Deniz Harp Okuluna Eğitim gemi olarak kullanılmak üzere verilmiştir.
Atatürk Yalova’ya ilk olarak 21 Ağustos Yalova’ya gelmiş Burada bulunan Termal Oteli’nde 29 Ağustos 1929 tarihine kadar kalmış harap durumda olan Termal Oteli ve civarındaki diğer otellerin onarılması ve toplumun daha çok yaralanması için hizmete açılmasını istemiştir. Çıkarılan bir kanunla da Yalova ilçe olmuş ve İstanbul’a bağlanmıştır. 2 Aralık 1929 tarihinde İstanbul Yalova vapur seferleri başlamıştır. Bu seferlerin başlaması ile Yalova Kaplıcaları cazibe merkezi haline gelmiştir. Yalova Kaplıcalarının bakım ve onarımının ve İşletmesini Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nin o zamanki adı olan Türkiye Seyr-i Sefain İdaresine vermiştir. Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi bu işlemleri yaparken çalışanlarına yarım maaş dışarıdan alınan mallarında bedellerini birkaç taksitte ödeyerek buradan elde ettiği gelir ile buraların bakım ve onarımın yapılmasını sağlamıştır. Bu Türkiye’de turistik otel işletmeciliğinin gelişmesinde en önemli olayı olarak kabul edilmektedir.
Ayrıca Türkiye Denizcilik İşletmeleri 160 aşkın sürede Denizyolları İşletmesi ile Türkiye’ye çok önemli hizmetlerde bulunmuştur. Geçmişte Ülke Ekonomisine fayda sağlayan Fındık. Tütün, Çay, Pamuk, Narenciye gibi ürünleri taşıyarak ihracatında önemli rol oynamıştır. Akdeniz’den Karadeniz’e İnsanları bir birine kavuşturmuştur. Ayrıca Doğu Akdeniz’de bulunan ülke vatandaşlarını Batı Akdeniz’de özellikle Marsilya’ya taşımıştır. Deniz Ulaşımında yaptığı hizmetler, gemilerinin temizliği yemeklerinin nefaseti ve hizmetin kusursuzluğu ile Akdeniz’i Türk gölü haline getirmiş yolcular öncelikle tercih ettiği şirket olmuştur. Ne yazık ki eskiyen gemileri yerine yenileri konmayınca kurum zamana yenik düşmüş, geçmişteki hizmetleri ile tarihin altın sayfasında ki yerini almıştır.
Denizyolları İşletmesi çalışanlarından Haydar Çınar.1924 tarihinde kuruma kamarot olarak girmiştir.1903 yılında Bağdat’ta doğmuş Fransızca ve Arapça dillerini bilmesi nedeniyle özellikle yurt dışına sefer yapan gemilerde çalışmıştır. Bu nedenle de üst yöneticiler ülkenin üst taba kişileri ile iyi bir diyoloğ içerisine girmiş tanınan ve sevilen bir kişidir. bu dönem içerisinde S/S Marmara. S/S Gülcemal, S/S Mahmut Şevket Paşa, S/S Karadeniz, S/S Reşitpaşa, S/S Cumhuriyet, S/S İzmir, S/S Tarı ‘da çalışmış 1948 yılında İşletmeden ayrılarak Yeşilköy Feneri yakınlarında butik otel açmış adını Çınar koymuştur 1954 yılında Ercan Holding tarafından satın alınmış eski butik otel yıkılarak yerine 1958 yılında bu gün bildiğimiz Çınar oteli inşa edilmiştir.
Denizyolları İşletmesi, birçok aşcı başı yetiştirmiş bu kişiler İstanbul’un yeni yapılan büyük otellerinde baş aşcı olarak çalışmıştır. Bunlardan birisi vardır ki dünyüca meşhur aşçıbaşıdır. Necip Usta Necip Demiray Ertürk 1931 yılında Bolu’da doğmuştur 1940 yılların ortalarında İstanbul’a gelmiş çeşitli lokantalarda çalışmış 11 Ekim 1945 tarihinde Denizyolları İşletmesine verdiği dilekçede aslen Bolu’lu olduğunu belirterek zamanın gözde mekânlarından Taksim Belediye Gazinosunda 3 sınıf aşçılık yaptığını meslek ve sanatını daha fazla geliştirmek için idareye ait gemilere intisap arzu ve emelinde olduğunu olup bunun için gereken evsaf ve aranılan şeraite haiz bulunduğumdan hem iyi bir sanatkar olarak yetişmek isteğini belertiliştir. Bu dilekçe üzerine 21.05.1946 tarihinde Denizyolları İşletmesinde göreve başlamıştır. Görevli olduğu zaman içerisinde Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın Gaziantep Muhribi ile yaptığı Marmara denizi içerisinde ki seyahatte Gaziantep Muhribinin mutfağında görev yapmış, yaptığı leziz yemekler başta Cumhurbaşkanı Celal Bayar olmak üzere bu seyehate iştirak eden üst düzey yöneticiler ile komutanları tarafından çok beğenilmiş takdirlerini hem kendisine hemde bir yazı ile İşletmesine bildirmişlerdir. Askerlik görevini yapmak üzere Trenle Sarıkamış’a giderken inzibatlar tarafından Ankara’da trenden indirilerek zamanın Genel kurmay Başkanı Nurettin Barasel’in özel aşçısı olmuş askerlik görevini burada tamamlamış tersine müteakip kurumdan ayrılarak başta Çınar Oteli olmak üzere İstanbul’un büyük otellerinde görev yapmıştır, Bilahare Amerika Birleşik Devletlerine gitmiş burada da herkesin takdirini kazanmıştır.
Şehirhatları İşletmesi ile de İstanbul halkına hizmet etmiştir. Anadolu yakasından Avrupa yakasına Avrupa yakasından Anadolu yakasına muhtelif iskelelerden insan ve araç taşımıştır. İzmir İşletmesi gerek Liman işletmeciliği gerekse vapur İşletmeciliği ile İzmirlilere uzun yıllar hizmet etmiştir. Van Gölü’nde inşa ettiği feribotlarla uzun yıllar Tatvan Van arasında tren ve kamyon taşımacılığı yapmıştır. Hopa, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Sinop, İstanbul, Tekirdağ, Çanakkale, Dikili, İzmir, Çeşme, Kuşardası, Marmaris, Antalya ve Alanya’da Liman İşletmeciliği yaparak ülke ekonomisine önemli kazanımlar sağlamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 3.Cumhurbaşkanı Celal Bayar 1937 yılında Başbakan olunca denizcilikle ilgili birimleri bir araya toplama girişiminde bulunmuş Denizbank’ı kurmuştur Yusuf Ziya Öniş’i Genel müdür olarak atamıştır. Bu Atatürk’ün vefatı Cumhur Başkanı olan İsmet İnönü Celal Bayar’ı Başbakanlık görevinden alması ile bu kurum özellik bankacılık kısmı faaliyet geçmeden lav edilmiştir. 1950 yılında Demokrat Parti iktidara geldiği zaman Cumhurbaşkanı olan Celal Bayar o zamanki adı Devlet Denizyolları ve Limanları Genel Müdürlüğü’ne Yusuf Ziya Öniş’i Genel Müdür olarak atanmıştır. Yusuf Ziya Öniş hemen çalışmalara başlayarak Denizcilik Bankası T.A.O Kanununu hazırlamıştır. 5842 sayılı kanun TBMM 10.08.1951 yılında kabul edilmiş Cumhurbaşkanının onayına müteakip 16.08.1951 tarihinde resmi Gazete’de yayınlanması ile bu kanun yürüdüğe girmiştir, Denizcilik Bankası T.A.O 19 Şubat 1952 tarihinde resmen kurulmuştur. Bankanın kurulması ile Gemi İnşa Tersane fonundan düşük faizle Armatörlere kredi vererek Denizciliğimizin gelişmesinde çok önemli rol oynamıştır. Özel sektöre ait yeni tersaneler kurulmuştur. Kurulan bu tersanelerde inşa edilen gemiler deniz taşımacılığımızın gelişmesine önayak olduğu gibi Gemi İnşa Sanayimizin gelişmesinde önderlik etmiştir.
Kıyı Emniyeti İşletmesi gerekli yerlerde fenerler kurarak gemilerin emniyetli seyirler yapmasını sağlamıştır. Gemi Kurtarma İşletmesi ise kabotaj sınırları içerisinde zor durumda olan gemileri kurtarmıştır.
Kurum Hastanesi 1941 yılında kurulmuş 1996 kadar hastane olarak görev yapmış bu tarihten 2010 tarihine kadar Poliklinik olarak tüm denizcilere hizmet etmiştir. Hastane döneminde görev yapan doktorların çalışması ile İstanbul’un adından söz edilen bir hastane olmuştur. Küçük ve büyük binlerce ameliyat yaparak şifa dağıtmıştır. 1970 yılında getirilen Röntgen cihazı dönemin en mükemmel röntgen cihazı olması nedeniyle TBMM ile yapılan bir anlaşma ile tüm milletvekillerinin röntgenleri burada çekilmiştir.
Türkiye Denizcilik İşletmeleri 1937 yılında başka bir değişle Denizbank döneminde Başta zamanın Başvekili Celal Bayar ile Genel Müdür Yusuf Ziya Öniş’ Gemi İnşa Sanayinin gelişmesi için Gemi İnşa ve Makine mühendisleri yetiştirmek için okullarını ilk üç sırada bitiren öğrencilere burs vererek bunları yurt dışında eğitimini sağlamışlardır. II. Dünya Savaşı’nın en yoğun olduğu dönemlerde İngilkere üzerinde Alman uçakları bomba yağdırırken vatansever bu çocuklar ülkelerinin geleceği için bu olumsuz şartlarda okullarını başarı ile bitirerek Türkiye’ye dönmüşler ve Gemi İnşa sanayinin gelişmesi için çalışmalara başlamışlardır. Yurt dışında öğrenim görerek yurda dönen öğrenciler kurumun tersanelerinde çalışmaya başlamışlar. Bu kişilerin önderliğinde Denizcilik Bankası Tersanelerinde 400 aşkın gemi inşa edilmiş binlerce geminin bakım ve onarımları yapılmıştır. Bu tersaneler içerisinde Pendik Tersanesi ki Atatürk döneminde açılmasına karar verilmiş ancak 1960 yılların ortalarında inşasına hız verilmiş ancak 1982 yılında tam olarak faaliyete geçmiştir. Bu Tersanenin içerisinde bulunan Pendik Motor Fabrikası Sulzer lisansı ile gemi motorları imal etmiş halen 30 bulan ve tonajları 1200 DWT ile 75000 DWT arasında değişen gemilerde kullanılmaktadır. Ne yazık ki bu Motor Fabrikası 1999 yılında kapatılmıştır. 2000 yılından bu yana Türkiye’de 700 üstünde gemi inşa edilmiştir. Bir gemide bir ana makine iki adet yardımcı makine olarak hesap edilirse yaklaşık olarak 2100 adet gemi motorları dışarıdan ithal edilmiştir.
1927 yılında Galata’da 3 müteşebbis iş adamının, ticari amaçlarla «Makine, Motor ve Elektrik Okulu» adı altında özel olarak açmışlar fakat o yıllarda bu okulun devrin Milli Eğitim Bakanlığınca derece ve muadeletinin tanınmaması nedeniyle istenilen sonuca ulaşamayan okul Denizbank tarafından 1938 yılında satın alınmıştır. Okul 1938 – 1945 yılları arasında, 1 – 2 yıllık mesleki kurslar şeklinde faaliyette bulunmuş, daha sonra da öğretim süresi 4 yıla çıkarılarak «SANAT ÇIRAK OKULU» haline getirilmiştir. 1945 – 1946 öğretim yılı başından 1960 – 1961 öğretim yılı sonuna kadar «ORTA SANAT OKULU» adı altında görev yapmış, 1961 – 1962 öğretim yılından 1964 – 1965 öğretim yılı sonuna kadar «SANAT ORTAOKULU» olarak faaliyette bulunmuş, Gemi İnşa Mühendisi olmak üzere İngiltere’ye gönderilen Nedret UTKAN’ın Genel Müdür olması ile okul 1965 -1966 öğretim yılından itibaren «DENİZCİLİK BANKASI ERKEK SANAT ENSTİTÜSÜ» haline getirilmiş, daha sonra okulun adı «GEMİ YAPI SANAT ENSTİTÜSÜ» olarak değiştirilmiştir. Bu okul Denircilik Bankası T.A.O unutulmak Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel müdür Vekili ve Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Ali Can olmak üzere birçok değerler yetiştirmiş buradan yetişip Yüksek Öğrenimleri sonrasında okulda kalarak akademik çalışmalarda bulunan birçok kişi Profesör olmuştur. Ayrıca bu okuldan mezun olup mühendis, mimar, işletmeci olan kişiler bu kurumda ve emekli olduktan sonra çalıştıkları diğer tersanelerde Gemi İnşa Sanayinin gelişmesinde önemli rol oynamışlardır. Bunda en büyük pay bu okulu Özellikle Nedret Utkan’ın burayı Teknik lise haline getirmesinden sonra burada yetişen kişiler teknisyen olarak görev yaptığı tersanelerde mühendis ile işçi arasında tercümanlık yaparak gemi inşa sanayini gelişmesinde önemli rol oynamışlardır. Bu kişilerin göre yaptığı tersanelerde olan iş kazalarında ölümle sonuçlanan hiçbir kaza olmamıştır. Bu okuldan mezun olup gerek mühendis gerekse teknisyen olarak hale Türk Gemi İnşa Sanayinin yükünü taşımaktadırlar. bu okul maalesef 1982 yılında kapatılmıştır. Türk Gemi İnşa sanayinin bu tür okullara şiddetli ihtiyacı bulunmaktadır. Bu tür adamlar yetiştiremezsek Tersanelerimiz de ölümle neticelen iş kazalarının önlenmesi mümkün değildir.
Bu kurumda kurulduğu 1843 yılından bu güne Denizcilik Bankası Bankacılık kısmında çalışan personel ile 1955 yılında ayrılan DB Deniz Nakliyat T:A:Ş personeli hariç 107 binin üzerinde personel çalışmıştır. Kurumun arşivi sivil Türk Denizciliğinin Tarihinin en önemli kaynağıdır. Yukarıda belirdiğim olaylara karışan kişilerin sicil dosyaları burada bulunmaktadır.