Birinci Dünya Savaşının ve 1929 Ekonomik krizinin Dünya ekonomisi üzerinde yarattığı olumsuzluk giderilmiş ve deniz ticaretinin hızla gelişmesi Türkiye’nin yeni ve modern gemilerin alınmasını zorunlu hale getirmiştir. Türkiye’nin elinde ki mevcut gemiler ekonomik ömürlerini tamamlamıştı. 1930 yılların sonlarına doğru ufukta yeni yeni bir dünya savaşının patlayacağı haber veren karabulutlar çoğalırken bir yandan donanmamıza yeni savaş gemileri kazandırmak için sarf edilen çabaların yanında ticaret filomuzu da gençleştirmek için çalışmaya başlanmıştır. Almanya ile yapılan bir anlaşma ile 11 adet yeni gemi yapılması hususunda anlaşma imzalanmıştır. Yeni inşa ettirilecek gemilerin en büyük üç gemi ki bunlar Doğu, Savaş ve Şalom adları verilecekti. Uzak hatlarda çalıştırılacak bu gemilerin her biri 6,133 gros tonluk olup bu üç gemi için de 227,400 İngiliz Lirası ödenecekti. Bu gemilerin inşası bitmiş Savaşın başlaması nedeniyle gemiler Türkiye’ye teslim edilmemiş Alman Donanma emrine verilmiş, savaş sırasında üçünün de batırıldığı söylenir. onbir gemi için sipariş verilmişse de altı gemi teslim alınmıştır
Bu altı gemiden Karadeniz ve Akdeniz hatlarında çalıştırılmak üzere Etrüsk, Kadeş ve Tırhan adı verilen üç gemi inşa edilmiştir. 3030 gros tonluk olan gemilerin her biri için 136,269 İngiliz lirası ödenmiştir. Etrüsk,Kadeş ve Tırhan ile Marmara hattında çalıştırılmak üzere yaptırılan Trak Sus ve Marakas Denizyolları için yeni inşa olarak yaptırılan ilk gemilerdi. Türk Ticaret Kaptan ve Makinistler Cemiyetinin çıkardığı “DENİZ” dergisinde Mühendis Naci Halil Ark Etrüsk Kadeş ve Tırhan adları verilen gemiler hakkında yazdığı yazı ile bu gemilerin teknik özelliklerini şöyle anlatmaktadır. “ Bu gemiler ayni zamanda mükemmelen Karadeniz ve izmir hatları aralık postalarını yapabilecekleri gibi lüzumu halinde Mersin hattının devamı olarak Hatay, Suriye ve Filistin sahilleri (namı diğerle Paraşam) servisini ikmal ederek Iskenderiyeye kadar gidebilecek ve oradan Pire tarikile îstanbula dönmek suretile «İstanbul – îzmir – Mersin – Paraşam – iskenderiye – Pire – istanbul» veya «İstanbul – Pire – iskenderiye – Paraşam -Mersin – izmir – İstanbul» seferlerini de mükemmelen ifa edebilecek tertibat ve konfor ile yük alma ve denizcilik kabiliyetlerini de haizdir.Okuyucularımızın neşredilen plânların da tetkikinden anlayacakları veçhile bu gemiler; (EGE) ve (AKDENİZ) de seyreden bu cesametteki ecnebi gemilerinin en yenilerine bile her bakımdan üstündürler.Yolcu, yük ve icabı halinde canlı hayvan dahi nakledebilecek olan bu gemilerin taksimat ve tertibatı o suretle tanzim olunmuşturki, yolcunun rahatsız olmasına imkân kalmamıştır. Anbar ağızlan hiç bir mevki Yolcusunun limanda alâkadar olmadığı sahalarda tertip ve derin anbar kaportası tarzında inşa olunmuş ve yük anbarlarındaki kokuların yolcu tavlununa geçmesine mahal bırakılmamıştır. Bütün kamaralar alabandalarda, doğrudan doğruya ziya ve hava alan bir tarzda tertip edilmiştir. İç tarafta ve karanlıkta kalan bir tek yolcu kamarası bile mevcut değildir. Ana güverte üzerine isabet eden kamaraların lumbuzları 45 santim aydınlık kutrunda ve üst güverteye isabet eden kamaraların pencereleri de dört köşedir. Bu sayede kamaradaki yolcular en sıcak havalarda bile bol hava ve aydınlık alarak sıcaktan bunalmayacak ve sıkılmayacaklardır. Bu gemilerin birinci ve ikinci mevkilerindeki yemek ve istirahat salonları akranları bulunan başka hiç bir yolcu gemisinde mevcut değildir. Cem’an dört adet olan bu salonlar büyüklüğü, ferahlık ve orijinalite itibar ile yolcular üzerinde çok güzel bir tesir bırakacaktır. Gerek ana ve gerek üst güvertede geniş koridor ve pasajlar vasıtası ile merdiven inip ve çıkmadan geminin baş tarafından kıç tarafına kadar gidilebilir. Bu imkânın mevcudiyet deki kıymeti, denizde sık sık seyahat eden yolcularla gemi zabıtan ve mürettebatı ve servisi ile alâkadar olanlar bilhassa takdir eder . Sıhhî tesisat asrî her türlü ihtiyaca uygun boldur. Hiç bir sınıf yolcusu bu hususta sıkıntı çekmeyecektir. Gemide doktor kamarası, eczane, bir kadın ve bir erkek hastanesi mevcuttur.Yolcuların gemiye giriş ve çıkış vaziyetleri serbest ve rahattır; yük alıp: verme keyetine de bilhassa, ehemmiyet verilmiştir ve 3 numaralı ambarlarda tertip edilen iki kanatlı ve iki. metre genişliğindeki su geçirmez borda lumbar kapaklari vasıtasile güverte yolcusu veya icabı halinde hayvan, araba, otomobil, vinç istimaline lüzum .kalmadan doğrudan doğruya rıhtımdan anbara, alınabilir. 80 metre mikâbı vüs’atinde olan. Soğuk hava ambarlarının. bir kısmı uzak seferlerde geminin kumanyasına ve diğer kısmı yaş meyve, balık veya sair tüccar esına tahsis olunacaktır. Gemi İstanbul’dan sefere çıkış vaziyeti rahatça 1000 ve avdet vaziyetinde de azalan kömürden istifade edilerek 1200 tona kadar yük alabilir.Muvazene, gemi güvertesine küfe dahilinde de sebze veya meyve yüklenmesine müsait olacak kadar zengin tutulmuş ve ‘dablbotum tanklarına bilhassa ehemmiyet verilmiştir.Geminin .3 ambarı vardır. Beher anbara ikişer bumba ve ikişer vinç kumanda eder, ayrıca yalnız 2 numaralı ambarı kumanda eden birde 10 tonluk ağır yük dikmesi ve donanımı vardır.. Vinçlerin doğrudan doğruya kaldırma kudretleri 3 tondur. İkinci mevki kamaraların üstüne isabet eden 3 numaralı ambar vinçleri elektrik ve ses çıkarmaz mamulattan intihap olunmuşlardı.Tahlisiye sandalları ve sair tahlisiye vasıtaları nizamatın en ağır şeraitine göre tesbit tertip olunmuştur. Yangın tertibatı mükemmeldir.Tahlisiye sandalları yüksek mataforalara asılmış olduğu cihetle filika güvertesi de yolcu için kazanılmış ve burası güzel manzaralı, güneş banyosu yapılacak ve şezlonglara uzanılarak istirahat edilecek bir güverte haline getirilmiştir. Gerek bu güvertede ve gerek salonlarda radyo hoparlörleri yolculara dünya haberlerini ve tatlı musiki nağmelerini sunarak iyi vakit geçirilmesini temin edecektir.
Makine tesisatı:Gemiler çift uskurludur. Bu büyüklük ve sür’atteki gemilerde her ne kadar çift uskura fenni bakımdan ihtiyaç mevcut değilse de hükümetimizin Öteden beri takip ettiği (denizde her şeyden evvel emniyet) siyasetine uygun olarak çift uskur makine tesisatı tercih olunmuş ve bu sayede gemilerin denizde selâmet ve emniyeti ve limanda manevra kabiliyetleri kabil olan en yüksek dereceye çıkarılmıştır. Ana makineler mütenavip hareketli ve üç imbisatlı olup bunlara birer (Bauer – Wach) ekzost türbini de ilâve edilmiştir. Beher makine grupunun işarî beygir kuvveti 1000 dir. Bu makineler takriben 280 derece santigrata kadar ısıtılmış ve santimetre murabbaına 15 kilo tazyiki havi süper hitet stimle çalışırlar. Makinelerin azamî sür’atteki devirleri dakikada takriben 130 devirden ibarettir, Ekzost türbinlerinin devirleri takriben 4500 kadar olup bu devir mutavassıt dişliler vasıtasile 130 a kadar tenzil ve ana makinenin srast şaftına naklolunur. Türbin, ile makine arasındaki irtibat hidrolik bir kaplin vasıtasile temin olunmuştur. Bu kaplin ufak bir manivela vasıtasile arzu edilen her zamanda ana makineden fora edilebilir. Yardımcı makineler bu kabil makine tesisatında kullanılan malûm tarz ve miktarda ve en modern fabrikalar mamulatlarındandırlar. Elektrik makineleri üç âdettir. Bunlardan ikisi 35 kilovat istihsal eden ve kampavnd stim makineleri tarafından çevrilen dinamolardan ve diğeri de bir dizel motörü tarafından tedvir edilen bir dinamodan ibarettir.
Kazan tesisatı: Gemiye beheri takriben 1200 beygir kuvveti istihsaline elverişli iki adet (Prudhon -Capus) Prudön Kapüs sistemi müttehit su ve alev borulu kazan vazedilmiştir. Bu kazanlar (Howden) sistemi cebrî ceryanla çalışrlar ve santimetre murabbaına 16 kg. tazyikında stim istihsal ederler. Kazanların bu borulu kısmında stimi 280 derece santigrata kadar teshin edecek süper hiterler tanzim olunmuştur.
Karadeniz ve Akdeniz hattında çalışacaklardır.
Kadeş Etrüsk ve Tırhan gemileri Almanya’da Neptün Schiffswerft & Maschinfabrik tersanelerinde 1938 yılında inşa edildi. Tam boyları : 99,16 m eni: 13,26Draft boş 3,50 m dolu 5,10 m 2992 groston 1630 net ton 1595 DWT ‘luk Neptün Schiffswerft & Maschinfabrik G.m.b.h yapımı Ana Makina Lopreşer Turbinli tripil expenşin 2400 IHP gücünde iki pervaneli 10 mil hız yapabiliyorlardı.2 motorlu olmak üzere 8 adet filikaları mevcuttu su depose kapasitesi 711 ton kömür depose kapasitesi ise 285 ton du. Günlük yakıt sarfiyatı 39 ton Tahmil ve tahliye esnesındae ise 12 ton kömür sarfiyatı vardı. Her gemide 74 adet gemi personeli hizmet vermekte idi.
Gemilerde en zevkli yolculuk birazda ekonomik durumdan dolayı güvertede yapılan yolculuktu, Vatandaş yatağı yorganını güverteye serip yıldızlar altında seyahat edermiş, Gemilerde üç adet Lüks, bir adet Hususi , onaltı adet I.Mevki ondört adet II. Mevki olmak üzere toplam 34 kamara mevcuttu bu kamalaralarda 81 yatak bulunmaktaydı. Uzak seferlerlerde 367, yakın seferlerde yaz aylarında 811 kış aylarında ise 541, Marmara Denizi içerisinde sefer yaptığı zaman ise yaz aylarında 1072 kış aylarında ise 715 Güverte yolcusu alabiliyorduKadeş Etrüsk Tırhan adlı bu gemiler genellikle Karadeniz ve Marmara hattında sefer yapmışlardır. Karadeniz ve Marmara kıyısındaki il ve ilçelerde yaşayan insanlar karayolunun gelişmediği yıllarda, İstanbul’a gemilerle gelirler ve giderlerdi.
Bu gemilerden, Tırhan ve Kadeş 1974 yılına kadar Cide Postası ve Hopa Seferlerini yapmışlandır. Cide Seferleri İstanbul’dan saat Pazartesi günleri 18,00 kalkan gemi Salı günü saat 08,00 Ereğli, 11,30 Zonguldak, 17,00 Amasra, 20,00 Kurucaşile, 21,45’te Cide’de olur Çarşamba günü 03,00’de İnebolu 03,15’te İlişi, 07,30 Abana,09,45’te Çatalzeytin, 12,15’te ise Ayancıkta olurmuş Çarşamba Ayacıktan kalkan gemi tekrar aynı limanlara uğrar Cuma günü 09,00 İstanbul’a gelirmiş Hopa Seferlerini yapan gemi Cumartesi saat 17,00 İstanbul’dan kalkar Pazar günü saat 05,00 Akçakoça,08,00 Ereğli, 11,30 Zonguldak 17,00 Amasra, 20,00 Kurucaşile, 21,45’te Cide’de olur Pazartesi günü 03,00’de İnebolu 06,15’te İlişi, 07,30 Abana,09,30’te Çatalzeytin, 11,15’te Türkeli,13,30’te ise Ayancık 19,00’da Sinop Salı günü saat 07,30’da Samsun 20,30’da Ordu, Çarşamba 01,00 Giresun 12,00’de Trabzon 19,00 Rize Perşembe 02,00 Hopa’da olurmuş Perşembe 04,30’da Hopadan kalkan gemi aynı limanlara uğrayarak Cuma günü 15,00 İstanbul Limanında olurmuş. Etrüsk gemisi ise İstanbul Bandırma arasında çalışırmış Bazen Bandırma Sürat postası Pazartesi,Çarşamba, Cuma ve Cumartesi günleri İstanbul’dan 08,15’te kalkar 12,30 Bardırma limanına varır 16,30 Bandırma’dan kalkarak 21,15 İstanbul Limanına yanaşırmış.bazende Bandırma Aralık postası ise İstanbul’dan gece 21,00’e kalkar 05,00 Bandırma Limanına varır Bandırma’dan 22,40 ta kalkan gemi 06,00 İstanbul’da Olurmuş. Bu seferlerde İstanbul7dan Pazartesi Çarşamba Cumartesi,Bandırma’dan ise Salı Perşembe ve Pazar günleri hareket edermiş.Bu seferler TCDD bağlantılı olup bekleyen Trene binenler İzmir’e giderlermiş.Bu gemilerden Kadeş 1970 yılında yeni ihdas edilen Kuzef Afrika hattına tahsis edilmiştir. Çarşamba günleri İstanbul’dan 11.00 hareket eden gemi Perşembe günü 12, 00’de İzmir’de Cuma günü 12,00 kalkan gemi Cumartesi günü 08,00 Pire’de Salı günü 08,00 Tripoli’de Perşembe günü 13,00’te Tunus’ta olurmuş Cuma günü 22,00’de kalkan gemi aynı limanlara uğrayarak Cuma günü 16,00’da İstanbul’da olurmuş bu sefer iki yıl sürmüş 1970 yılında 7 seferde 1234 yolcu 1971 yılında ise 8 sefer de 1117 yolcu taşınmıştır. Bu hatta devam edilse idi daha fazla yolcu taşınırdı elbetteki bilinmez bilinen bir gerçek vardı ki oda geminin yaşlı oluşu 10 mil hız yapan geminin bu tarihlerde o hızı yapamadığıdır. Yerine ikame edilecek daha süratli bir gemi olmadığı’ndan bu hat iptal edilmiştir.
Limandaki insanlar bu gemileri bekler sevinçlerini hüzünleri hep bu gemilerin geliş ve gidişlerinde yaşarlardı. Ya sevdikleri gelmiş yada sevdikleri gitmiş uzun yıllar hizmet ettiler bu ülke halkına insanlarını taşıdı o limandan bu limana yüklerini taşıdı bir limandan bir limana artık yaşlanmışlardı artık gidemiyorlardı gitseler bile gittikleri limanlara zamanında varamıyorlardı. artık karayolları da gelişmiş zaman açısından rekabet edemedikleri için de birer birer önce kadro doşı bırakılıp sonra da hurda olarak satıldılar Önce 1975 yılında Tırhan ardından 1977 yılında Kadeş ve bilaherede Etrüsk yeni gemilere hayat vermek için önce hurdacılar tarafından sökülüp,içinde bulunan sarı ,bakır gibi madenler alınıp geri kalanlar haddehanelerde yeni gemilerin yapımı için saç oldular.
When I was young I travelled many times to Istanbul with the M/Vv “Akdeniz” and “Karadeniz” and at Genoa harbour (I live in Genoa) I saw many times the ships “Ankara”, “Adana”, “Istanbul”, “Iskenderun”, “Samsun”, “Ordu” while at Istanbul I had the occasion of seeing the “Izmir”, “Marmara”, “Ege”, “Tirhan”, “Etrüsk”, “Giresun” and “Trabzon” and, I must say, I have a deep nostalgy of those old times (it was the years between 1963 and 1971). Unluckily my Turkish language knowledge is very bad but anyway I appreciated very much this site. Being a shiplover, as you for sure understood, I think it would very nice if you could add in the site the ships’ deck plans. I have some of thems and if you wish I can send you a copy so to publish it on your site. Unluckily I do not own nor the “Tirhan” class deck plans neither the “Ordu” class ones but maybe in Istanbul you can find somebody who still owns them. I think that this could “add value” to your very nice site.
Dear Mr. Sannino,
I am also a ship/sea lover just like you and I am very happy to get your message.
I really appreciate your support and suggestions. If you can share them with me, I will be very glad to post them in the website since I try to share all i have and know with the world by this website. alibozoglu4@gmail.com is my email address, you may send them to this email.
Thank you for your support and nice comments,
Hope to meet you,
Best Regards
Ali Bozoglu